TR EN
TR EN
Belgeli Tür 505
Fotoğraflar 92806
Gözlemler 9860
Videolar 1348

HABERLER


ULUABAT GÖLÜ'NDE TEHLİKE ÇANLARI...

Haberlere Geri Dön Okunma Hiti. : 976
1 Yorum Beğen | 1
uluabat-golunde-tehlike-canlari----
Türkiye’nin en önemli su kaynaklarından biri olmasına karşın, ekolojik yapısına yönelik tehditlerle gündeme gelen Uluabat Gölü, Bursa-İzmir Otoyol Projesi’nden sonra bu kez de Marmara Denizi’yle birleştirilme projesiyle karşı karşıya. WWF Türkiye\'den Uluabat Gölü ile ilgili bir açıklama geldi. Açıklamada şu sözlere yer verildi: 1998 yılında Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alan (Ramsar Alanı) ilan edilerek koruma altına alınan, Çevre ve Orman Bakanlığı ile WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) önderliğinde, ilgili tüm tarafların katılımıyla hazırlanan “Uluabat Gölü Yönetim Planı”, gölün ekolojik karakterini tehlikeye atacak projeler nedeniyle sekteye uğruyor. Uluabat Gölü’nün 30 km uzunluğunda bir kanal ile Marmara Denizi’ne bağlanması projesi, teknik ve ekolojik açıdan pek çok sakınca barındırıyor. Ortalama derinliği 1-2 metre olan Uluabat Gölü’nün, söz konusu proje ile doğal bir marina haline getirilmesi teknik açıdan mümkün değildir. Açılması planlanan kanaldan geçerek göle ulaşan yatların hareketleri son derece sınırlı olacaktır. 1900’lü yılların başındaki derinliği teknelerin işleyebileceği düzeyde olan Uluabat Gölü, son yüzyılda Susurluk Havzası’ndaki hatalı toprak kullanımı ve aşırı erozyon gibi nedenlerle oluşan sediment taşınmasıyla dolmuştur. Bu şekilde devam eder ve önlem alınmazsa, Uluabat Gölü 80 yıl içinde tamamen dolarak bataklığa dönüşecektir. \"Uluabat Gölü\'nü Denizle Buluşturma Projesi 5 Milyon Yıllık Mirası Öldürür\" Bursa Büyükşehir Belediyesi Tarafından Hazırlanan Uluabat Gölü\'nün, Marmara Denizi\'ne Bağlanması Projesinin Doğal Göl İçin Tehlikeli Bir Süreç Olduğu Belirtildi. Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan Uluabat Gölü\'nün, Marmara Denizi\'ne bağlanması projesinin doğal göl için tehlikeli bir süreç olduğu belirtildi. Bursa merkez Nilüfer Belediyesi Kent Konseyi Bilim Danışmanı SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici, böyle bir projenin milyonlarca yıllık geçmişi olan doğal tatlı su göllerimizden biri olan Uluabat Gölü\'nün yok olmasına neden olacağı uyarısında bulundu. Uluabat Gölü\'nün yaklaşık 5 milyon yıl önce üçüncü jeolojik çağın (Tersiyer-Pilyosen) son döneminden günümüze kadar geldiğini dile getiren Erol Kesici, \"Onların yaşam süreçlerini ve sağlıklarını belirleyen en önemli etkenin kendi doğal yapıları ve dış çevre koşullarıdır. Doğal göllerin çanak yapılarının değiştirilmemesinin ve tatlı olan sularının deniz suyuyla karışmasının, gölün canlı yapısının yok edilmesidir, kısacası gölün ölümüdür.\" diye konuştu. Uluabat Gölü\'nün doğal ortam özelliği ve havzasındaki canlı türlerinin çok zengin olması nedeniyle dünyada 40 Göle verilen \'Yaşayan Göl\' unvanına sahip Türkiye\'deki tek göl olduğunu belirten kesici şu görüşleri dile getirdi: \"Uluabat Gölü doğal özelliği nedeniyle çok çeşitli ve sayıda kuşların üreme, barınma ve yaşam alanını oluşturduğundan gölün doğal yapısının koruma altına alınacağına söz verdiğimiz için, uluslar arası Ramsar Alanı olarak ilan edilmiştir. Bizim yapmamız gereken son 50 yıldır atık deposuna dönüştürülen gölün kirletilmemesi için radikal önlemleri almaktır. Doğal göllerin doğal yapılarına müdahale edilmedikçe su taşkınlarının olması söz konusu değildir. Çünkü sulak alanlarımız su taşkınlarını, selleri önleyen en önemli alanlardır. Yeter ki Göle ulaşan derelerin çayların yataklarına müdahale etmeyelim. Uluabat Gölü ile ilgili bu karar için tekrar düşünülmelidir, gölün deniz seviyesinden olan yüksekliği 8 metredir. Açılacak kanalların, taşkınların oluşturacağı etkiler iyi hesaplanmalıdır.\" \"TARİHİ MİRAS SU BİRİKİNTİSİNE DÖNÜŞTÜRÜLMEK İSTENİYOR\" Ulubat Gölü\'nde şimdiye kadar ekonomik gerekçeler öne sürülerek hiçbir çalışma yapılmadığını da kaydeden Su Ürünleri Fakültesi Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Kesici, sözlerini şöyle sürdürdü: \"Gölü çöp deposuna dönüştüren tarım-sanayi atıklarından sonra, gölün daha çok para için marinaya dönüştürülmemesi gerekir. Uluabat Gölü\'nü Marmara Deniziyle buluşturarak oraya gelecek yatlarla, orada oluşturulacak rekreasyon alanlarıyla gölün su yapısını bozarak ve kirlilik yükünü daha da artıracaktır. Deniz suyunun etkisi gölün ekolojisini tamamen değiştirecek ve göl Uluabat su birikintisine dönüştürecektir. Doğal sulak alanlar tüm canlıların yaşam alanlarıdır. Yaşam onlarla var olmuştur. Marina vb. planlama ve projeleri yapay alanlar tasarlayarak planlamalıyız. Ekoloji ve ekonomi uyum içerisinde olmalıdır.\" Benzer projelerin doğal tatlı su göllerinde meydana getirdiği olumsuzlukların dünyada çok sayıda bilimsel örneklerinin bulunduğunu aktaran Kesici, sözlerini şöyle tamamladı: \"Birkaç yıl öncesi de su bütçesinin yüzde 25\'den fazlasını kaybeden acı göl özelliğindeki Burdur Gölü\'ne Ak Deniz\'den deniz suyu aktarılması planlanmış ve öne sürdüğümüz bilimsel gerekçelerle bu çok yanlış olan ve Burdur Gölü\'nü başkalaştıracak projeden vazgeçilmişti. Uluabat Gölü gibi biyolojik çeşitlilikleriyle dünyanın doğal zenginlik müzeleri olan tatlı su üretim kaynaklarımız hızla tüketilmektedir. Su ve besinin en önemli ilgi konusu olduğu günümüzde, sulak alanlarımızın korunması ve gelecek kuşaklara en sağlıklı yapısıyla iletilebilmesi kuşkusuz bir ulusal güvenlik konusu olmalıdır ve göz ardı edilmemelidir.\" http://www.ntvmsnbc.com/id/25160988/ http://www.haberler.com/uluabat-golu-nu-denizle-bulusturma-projesi-5-2423031-haberi/ Haber: https://yesilgazete.org/234-hak-orgutunden-ortak-aciklama-yaban-hayvanlarini-oldurme-izni-geri-alinsin/?fbclid=IwAR0n5zLrXIXXdUWUASK8p0oojfCaIOHvW_fmTze-kmn9j9ydthTSYCoHFEU
Yeni Türler, Belgeli Tür Adedi : 452  |  Kalan Tür Adedi:39
Copyright TRAKUS © 2008 - 2024 Türkiye'nin Anonim Kuşları: Sponsor ESİT