Açıklama :
Boyu: 26-28 cm; kanat açıklığı: 40-43cm; gaga boyu: 6-7cm.
Yalıçapkınının iki katıdır.
Batı Palearktikte ki en iri Yalıçapkını türüdür.
Büyük kırmızı gagası, kestane rengi kafa ve gövdesi, çarpıcı turkuaz mavisi sırtı, kanatları ve kuyruğu son olarakta beyaz boğazı ve göğsüyle çok gösterişli bir kuştur.
Başka bir kuşla karıştırılamaz.
Uçuşu çok kuvvetlidir ve yavaş kanat çırparak uçmaktansa havayı yararak ilerler ayrıca süzülerekte uçabilir.
Uçarken yönünden saparak oldukça düzensiz saldırılarda bulunabilir ya da avına doğrudan dalar.
Familyanın ortak davranışı, değişik zamanlarda gizli tüneklerinin olması ve enerjik avcılar olmalarıdır.
Çoğunlukla üreme zamanında, açıktaki göze çarpan bir tünekten öterler.
Tanımı :
Habiatı :
Yayılışı :
Dünya üzerindeki yayılımının en kuzeybatı uç noktası İzmirdir.
Türkiyede ki populasyonun %75i 5 ana alanda toplanmıştır.
İzmir\'den başlayarak güney şehirlerimizde gözlenir.
Ancak dağılımı giderek daralmaktadır.
Uzun süredir İzmir\'de gözlenmemektedir.
Güneydoğu Anadolu\'da nehir boylarında da arada sırada gözlenir.
Batı Palearktikin ötesinde, İrandan doğuda Hindistana kadar ve güneydoğu Asyadan Filipinler ve Endonezyaya kadar büyük bir alanda ürer.
Hindistanda bahçe kuşudur.
Yunanistan\'dan bir kaydı vardır.
Beslenme :
Böcekler, balıklar, amfibiler ve sürüngenler başta olmak üzere; fırsat bulduğunda, memeliler, kuşlar, kabuklu hayvanlar ve solucanlar temel besinini oluşturur.
Avını Yalıçapkını gibi suya dalmak yerine toprak yüzeyinden alır.
Tünekte bekler(ör: direk, ağaç, teller) ve avını bekler.
Avı, yakaladığında hala çok hareketliyse sert darbelerle tüneğe çarpar ve hırpalar.
Bazen deniz kıyısında, suya da yengeç gibi canlıları avlamak için dalar.
Biyolojisi :
Alcedo smyrnensis (Linnaeus, 1758).
İzmir Yalıçapkını, POLİTİPİK bir türdür.
Nominate smyrnensis (Linnaeus, 1758),
Anadoludan Kuzeybatı Hindistana kadar olan alanda bulunur.
Ekstralimiti: fusca (Boddaert, 1783), Hindistan (kuzeybatısı dışında) , Güneydoğu Asya, güneyde Cava ve Sri Lankaya kadar; saturatior Hume, 1874, Andaman Adaları; gularis (Kuhl, 1820), Filipinlerde bulunur..
Göçü :
Aslında bölgede tamamen yerleşik olmalarına rağmen, üreme sezonu dışında bireyler,
kendi alanlarının dışında gezinebilirler.
Popülasyonu:
Türkiyede 100-150 çiftin olduğu varsayılmaktadır.
Davranışları :
Çoğu zaman yalnız ya da ikili halde; nadiren sürüler halinde görülür.
Monogamdır;
Ureme sezonu dışında bile çift, beraber olmayı sürdürür ve muhtemelen bütün sene boyunca birlikte kalırlar
Üreme teritörisi içinde, yuvanın yakınlarında daimi olarak kullanılan bir gözcü tüneği vardır. Kur davranışlarına çiftin her ikisi de katılır.
Başlangıçta gözden kaybolana kadar yükselirler, daha sonra etrafta uçup öterler
Yerel Adlar :
Izmir yalıçapkını- tırra / Adana ( mose )
Açık denize yuva yaptıklarına inanan Eski Yunanlılar onlara Halkyon adını vermişlerdir. Bu, Hals (=deniz) ve kyon (=kavrayan) sözcüklerinden oluşmuştur.
Latincesi de Halcyondur.
Mitolojiye göre tanrılar, yalıçapkınlarından öylesine hoşnutmuşlar ki, yuva kuracakları zaman, yani kış dönümünden önceki on beş günde denizi sakinleştiriyorlarmış.
O zamandan beri sakin ve barış dolu süreler her zaman Halcyon günler diye tanımlanırlar.
Grek mitolojisinde şöyle bir hikaye vardır: Pleiadesdan biri olan Alcyone (Latincede Alcedo) Hesperusun oğlu Cyyle evlenmiştir. Kocası bir deniz kazasında ölür. Alcyoneda kederinden kendisini denize atar. Ona acıyan tanrılar, hem genç kadını ve hem de kocasını birer yalıçapkını haline sokarlar.
Yalıçapkınlarının batıda Latince bilimsel adları da bu çiftin hatırasını yaşatır.
(Doc.Dr.Ahmet Karatas)
Ses-Ötüşü :
Kaynaklar