Maceralı Kutup Martısı için yaptığımız Rize yolculuğundan. Bu yolculuk kararını malumunuz üzere Karaburun da Kızıl Gerdanlı Dalgıç faciasında verdik. Orada çekecek bir şey kalmadığı için ne yaparım diye düşünürken “sinakucukcelik” Sinen Küçükçelik, “mertkanmutlu” Mertkan Mutlu Rize’ye gidelim mi? Diye düşündük. Hekr iki dost işlerinin olduğunu söylediği sırada yanımıza “mimarsancak” Embiya Sancak abem geldi. “Napıyoruz?” diye sorduğunda “hadi abi ben bilet aldım sende al Rize’ye gidelim” dedim. Oda düşünmeden “tamam” dedi. Sevgili Mertkan Mutlu kardeşim. Hemen telefondan bizim bilet işlerini halletti ve oradan doğruca ben Sinan ve Mertkan’ın iş yerine, Embiya bey abimde eşyalarını değişmek üzere eve doğru hareket etti. Saat 20 gibi hava alanında buluştuk. Doğruca Trabzon. Oradan otobüsle Rize’ye ulaştık ve orada “safran” Muammer Çeviker abimle de buluştuk. Yemek uyku derken erkenden sevgili Murat Saltuk ile konuşarak malum yere gittik. Adrese vardığımızda bir derenin denize döküldüğü küçücük bir çayırlıkta 4–6 otomobil tam siper mevzilenmiş bekleşiyorlardı, Bu arada yağmur hızlanmış ve aracımız yoktu. Derken sevgili Hakan Kahraman ve Kemal Kahraman’ın içerisinde bulunduğu araca sığındık. Sonra beklemeye başladık. Yok, yok yoktu. Saatler neredeyse öğle olmuştu. Bu arada dürbünler 500 lük,. 600 lük ve800’lük teleler teleskop gibi çalışmaya başlamıştı. Bir ara birisi işte tam karşıda Mendireğin yanın da direğin altında dediğinde hepimizi bir heyecan sarmıştı. Ama orası gümrük bölgesi ve yasak alandı. Bu aradı Rizeli dostlar hemen telefon trafiğine başladı ve izin aldılar. Önce tek tek gidilecekti. Sonra baktık olmuyor. Sonra tüm araçlar başbakanlık konvoyu gibi mendireğin yolundan iki sıra halinde yavaş yavaş Kutup Martısı’na doğru yaklaştık. Önce kertikler alındı, sonra biraz daha yaklaşıldı biraz daha yakından çekimler yapıldı. Sonra son bir hamle daha yaklaşarak yetirince çekimler yapıldı. Ama yağmur sicim gibi hava kapalı ve pusluydu. Tam dönecektik ki, Bu arada kimden geldi hatırlamıyorum “Dikkat hemen önümüzdeki kayalarda Korsan Martı var diye seslendi. Bu kez hemen sağımıza döndük ve bu güzeli gördük. Sonra peş peşe kareler çekmeye başladık. Bu kertikte o güzel anlarda karşımıza bonus olarak çıktı. Çünkü bunun için Samsun’a bile gitmeyi planlamıştık. Bize hiç nazlanmadan çok yakından pozlar verdi. Tek sıkındı hava şartlarıydı. Ama yinede süper olmasa da çok güzel pozlarını çektik.
Buradan tekrar orada Kutup Martısını bize armağan eden başta Murat Saltık’a, sonra yol arkadaşların “mimarsancak” Embiya Sancak ve “safran” Muammer Çeviker’e abime, Orada adeta rehber gibi çalışan Murat Genç’e, çekim için orada bulunan güzel dostların ilgi ve alakasına ayrı ayrı teşekkür ederim. Beğenmeniz umuduyla, herkese gönül dolusu selamlar.