İKİYÜZLÜ OLAKTAN SIKILDIM Karar verdim bugünden itibaren ikiyüzlü olmaktan vazgeçiyorum. Kaç yıldır bunun sıkıntını yaşıyordum. Ama artık sıkıldım ve canıma tak etti. Bu kadar zaman ikiyüzlü olmanın azabını çekiyordum. Herkese karşı mahcup olmuştum ve herkesten de bunun için özür dilerim :) Artık dürüst olacağım, asla iki yüzlü olmayacağım ve bundan sonra 400 yüzlü agaları yakalayıncaya kadar üç yüzlü olacağım. Çok sık araziye gidememek ya da gitsem de yeni türler bulamamak yüzünde bir yıldır hep 200. Türlerde sayıp durdum. Bazı nedenlerden dolayı bir türlü 300. türe ulaşamadım. Bu yakışıklıyı da 300.tür anısına bugüne Kadar sakladım. Hiç olmazsa 300. Tür fotoğrafım güzel ve iddialı bir şey olsun diye Mart ayının başlarıydı sevgili Levent Şahin’in ile yazışırken Çütrelerin gelmeye başladığını söyledi. Şu tarih bu tarih derken Bolu’ya gitmeye karar verdim. Levent ile buluşmaya karar verdik. Ben birkaç gün sonra hazırlıklara başlarken akşam telefonum çaldı arayan “Yalnızkurt” Murat Demirtaş’tı. Murat öne selam, sonra ağzımın payını verdi adeta “Abi Bolu’ya geliyormuşsun niye haberim yok. Levent’ten duyuyorum. Levent’te çok sevdiğim kardeşimiz muhabbetimizde çok iyi ama seninle biz çok daha eski dostuz. Önce beni araman lazımdı” diyerek uzun bir sohbete koyulduk. Durumun nasıl geliştiğini anlattım ve hak verdi. Sonra Bolu’ya hareket ettim. Sağ olsun Murat beni otogarda sabanım saat 6’ında karşıladı. Acele bir şeyler atıştırdıktan sonra malum dereye gittik. Murat araziye girer girmez sesleri duyan “Gelmişler buradalar” dedi ve ikimiz çocuklar gibi sevindi. Daha yerimizi alır almaz dişiler ve erkekler doluşmaya başladı. Güneşin kızıllığında tan yeni yeni ağarıyordu. Bu yakışıklı geliyor tam bize poz verecek dişi sanki kıskanıyor gibi erkeğe saldırıyor kovalıyor ve kendisi bize poz vermek istiyordu dişilik içgüdüsü ile. Dişi bir ara başka erkeği kovalarken bize de bu yakışıklının bol bol güzel karelerini çekmek düştü. Tabi dişinin de bahar dalları arasında bana göre harika karelerini çektik. Ama Murat ve ben bir ara dişiye öyle sinirlendik ki neredeyse gelmesin diye artık kovalayacaktık. Çünkü tam formunda olan erkeklerin renkleri bizi adeta büyülemişti. Bol bol kareler aldıktan sonra oradan ayrıldık ve Çizgili Ötleğen ile Boyun Çevirenlerin peşine düştük. Ama onları o gün bulamadık. Ama ertesi gün her ikisini de adeta deyim yerindeyse gözünü çıkardık. Bu yüzden bu yakışıklının güzel karesini beni Boluna kaldığım sürece evinde ağırlayan sevgili yürekli dostum kardeşim ”yalnızkurt” Murat Demirtaş’a, yine her konuda yardım eden ve yol arkadaşı olan “levent” Levent Şahin’e armağan ediyorum. İyi ki varsınız iyi ki benim arkadaşımsınız. İyi ki Bolu da sizler gibi yürekli dostlarım var. Her şey için bir kez daha ve binlerce teşekkürler. Beğenmeniz umuduyla tüm kusurlarıyla affola. Herkese yürekten teşekkürler ve selanmlarrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr