Kuş gözlemciliğine başladığımdan beri ustaların saatlerce kamuflajda yatmasına veya bir kuşu güzel fotoğraflayabilmek için şekilden şekle girmelerine çok özeniyordum. Uzun süren bir gözlem sonunda eve doğru giderken denizin içine doğru uzanmış olan kayalıkların üstünde bir hareket fark ettim. Hemen oraya doğru koştum, iki birey taşçeviren olduğunu gördüm. Uzaktan fotoğrafı çekip olayı bitirebilirdim ama ben karakteristik bir fotoğraf çekmek istiyordum. Ancak tek sorun, kuşların kara bağlantısı olmayan bir kaya üzerindeki yosunların altındaki böceklerle beslenmesiydi. 300mm yetersiz geliyordu, oraya ulaşmam da çok zordu. Bir saat bekledikten sonra kuşlar bana iyice alıştı, artık beni bir tehdit olarak görmüyorlardı. Kayanın bana dönük olan tarafına gelip orada beslenmeye başladılar. Güneş de tam arkamdan vuruyordu, her şey mükemmeldi ama kuşlara hala çok uzaktım. Ben de bir kerelik olsun kendimi zora sokup güzel bir fotoğraf elde etmek amacıyla suya girdim. Makine boynumda, dizlerime kadar suyun içinde ilerledim. Kuşları istesem elimle yakalayacak kadar yakındım artık. Onlarsa beni hiç umursamadan, içgüdülerinin verdiği cesaretle beslenmeye devam ettiler. Galiba kuş fotoğrafçılığından en zevk aldığım andı. Umarım güzel bir fotoğraf olmuştur :)