Haziranın boğuk sesleri arasında
Kukumavlar, keklikler sevişirken
Enseme binmiş güneşin altında
Bozkırın tenha sokaklarını anlamdırıyordum
İkindiden sonra
Güneş ensemden ayrılıp alnıma kavuşurdu
Lakin
Bir dut ağaçın altında
Halen ıraklardaydım..
İnsanlar gelip geçiyordu
Kimi kırgın
Kimi mutlu geçerdi tenha sokaklarımdan
Bir göçükte kalmış bedenim
Halen günbatımın kızılıklarına sevdanlanmıştı..
Bir bakır ustası der ki sevdalanmak o kadar kolay değildir derdi..
Bir kekliğe
Lakin sevdanlanmıştı
Göğüme eklediğim kuşları kızılıkları
Sevdanın en ucuz kaldığı bu asırda
Hiç baharı olmamış mevsimlere bahar getirir gibi sevdalar getiriyordum
Bozkırımın tenha sokaklarına.
Adem demir