Akbaba lokantaları yokken bu kuşları çekmek hiç kolay değildi. 2010 yılında Erzurum Aşkale\'de iki gün 6-7 saat yüz üstü yatıp elim boş otelime dönmüştüm. Son bir şansım kalmıştı yoksa elim boş dönüp gelecektim. Üstelik atacak leşimde kalmamıştı. Markete gidip 60kg tavuk parçası butu alıp sabah gün doğmadan gitmeye karar vermiştim. Son şansım olduğundan heyecan basmış uykum kaçmıştı. Saatlerce yatağımda döndüm durdum. Sabah uyuya kalma ihtimalini düşününce kalkıp saat 4 de yola çıktım. Vardığımda güneş doğmamıştı. Çadırımı kurdum leşleri 30m civarı önüme yaydım. Çadıra girdiğimde uykusuzluğun da etkisiyle uyayakalmışım. Muhtemelen 2 saat kestirdim. Seslerden uyandığımda ise alanda 40-50 adet kara akbaba 1 de kızıl akbaba vardı. Ürkütmemek için hiç kımıldamadan çekime başladım. Yaklaşık 30 dakika durmadan çekim yaptım 3 kart değiştirdim. Lensi oynatmamak için inanın ne çektiğime bile bakamadım. Leşler bittikçe kalkmaya başladı akbabalar. Bu yakışıklı beni hiç farketmemiş olsa gerek üzerime doğru 2-3 sıçrama hareketinden sonra üstümden neredeyse 1m den kalktı gitti. Akbabanın kanat rüzgarını hissettim desem yalan olmaz. İşte o anda bu kareyi yakalamıştım.
Alanda çekecek bir şey kalmadığından ve ne çektiğime hiç bakamadığımdan dolayı heyecan içinde acele acele çadırdan çıktım. Nikon d3s in ekranına baktığımda ki sevincimi görmeniz gerekirdi.