Çocukluğumuzda bize çok güzel adetler öğretildi. Bilmem biz şimdi onları kendi çocuklarımıza öğretiyor muyuz?
Mesela bir hanede ne sebeple olursa olsun yemek yendiğinde hane sahibine ve bu vesileyle gerçek nimet vericiye dua etmek edebi öğretildi. Belki o yaşlarda tam önemini anlayamayız diye de tekerleme ezberletilip her yemekten sonra sabi dudaklarımızdan, masum nefesimizle dinlendi. Şimdi nadiren söylesem de hala aklımda:
\"Ya Rabbi çok şükür elhamdülillah,
Biz yedik ziyade etsin Allah.
Artsın eksilmesin, taşsın dökülmesin.
Bu gitti banisi gelsin.
Hak erenler bereketi versin.
Soframız olsun nur,
Kaza bela geri dur. ....\" diye devam eder sonra hane sahibi de işe katılıp fatiha verilir. Çoklarımız bilir, belki hatırlar..
Şimdi farkında olmadan dahil olduğumuz bu eğitim sisteminin ne derece harikulade olduğunu daha iyi idrak ediyorum. Televizyon elinde kukla olmuş, adabın ne olduğunu popüler kültürden öğrenen çocuklarımızı gördükçe içim burkuluyor. Korkuyorum. Üç evladım var, Allah onları korusun.
Nereden geldik buraya derseniz; malum yeni yemek yemiş olan bu arkadaş yemekten sonra durdu, başını göğe dikip az bir vakit öyle kaldı. Sanırım bu hali bende böyle inikas buldu.
Çok şey var bu kuşlardan öğrenilecek çoook. Bir de niye kuşçuluğu seviyorsun diyorlar. Daha başka sebep mi lazım ?
Kesirven- Balıkesir