Hafta sonu Fikret Can (eke1) ile Terkosta balaban peşinde koştuk, güneş batmadan dönüşe geçtik.
Ormanlı -Çatalca asfaltına çıkmıştık.
Yaklaşık Ormanlı köyüne 500 metre kala bir virajı dönünce yolun sağında beyaz bir kuş yiyen
şahini görünce acı bir frenle durduk. Şahin bizi görünce yemeği bıraktı ama gitmedi.Biz üç beş
saniye çekim yaparken oda bizi seyrediyordu, tekrar yemeğe başlayacağını umarak
heycanlanıyorduk.,., tam o sırada da arkadan gelen korna sesi ile irkildik. Şahinde irkildi tabi.
Aceleden hem gidiş , hem de gelişi kapatacak şekilde durmuşuz. Arkadan gelen araç geçemiyor. Adam
bize biz adama söylendik durduk.
Şahinin bir daha geleceği kesindi, avını bırakamazdı, arabayı ilerde park edip koşarak geldik ve
yol kenarında bir yere kamufle olduk. Çok geçmeden şahin geri geldi ve avının 50m yakınında bir
ağaca tünedi. Bizde çıt yok , bekle , bekle şahinin aşagı ineceği yok. Bu arada yoldan gelen geçen
şenlik, bereket bizi algılayamıyorlar, ama şahin tedirgin gelmiyor.
Bu arada gölgeler büyüdü ,ışık azaldı ve artık 1/40 bile kurtarmaz oldu, biz yine bekliyoruz.
Önümüzden geçen bir traktör sürücüsü, O NE LAN lan, diye bağrarak önümüzde fren yapınca , havluyu
attık. Adam benim 500mm nin yuvarlağını sezmiş.
Kamuflajdan çıktık adama da söylendik ve doğru şahinin yiyemediği avına yöneldik.
Ben küçük ak balıkçıl veya kuğu yavrusunu nasıl avlamış diye düşünürken , avın birbirine bağlı iki
beyaz tavuk olduğunu görünce şaşırdım.
Ertesi gün gazetede Samsunda Kuş gribi vakasını okuyunca , şimdi düşünüyorum.