Cem öncelikle güzel sözlerin için teşekkür ederim. "bir cümleyle anlat deselerdi galiba cümlem Doğa
ile başlayıp Kuşlar ile biterdi..." bu cümle senin biyografine yazdığın bir söz ve çok güzel bir
söz. evet bizler kendimizi kuşlara adamış doğa severleriz. benim de serüvenim çocuk yaşlarımda
güvercin beslemekle başlatı ve çok uzun seneler sürdü, hatırlarım çocukluğumda kuluçkandan bir yavru
çıkacağı veya hasta bir güvercin oldğunda kafeste onlarla olduğum, hatta kafeste uyuya kaldığım çok
olmuştur. Bu güne kadar kuşu vurmayı bırak taş atmışlığım bile yoktur, ancak çocukluğumda
sevmediğimiz kuşlar doğanlardı (özellikle gökdoğanlar) çünkü kuşlarımıza dalarlardı. Velhasıl zaman
geçti, kuş fotoğrafına başladık, bu yırtıcıların hayranı olduk ve şimdi güvercini, serçesi, doğanı,
kartalı ile mükemmel kuş doğal haşamının hastası olduk. yukarıda anlatılan olayın anlatılmayan bir
kısmı da var, iznininle onu da seninle paylaşmak isterim. olay vukuu bulmadan saatler öncesinde,
sazlıklarda çok zor uçabilen ve genelde yürüyen kanadı yaralı bir saz delicesi vardı, Akif hocamla
ona çok üzüldük, 2 saat boyunca onu besleme çalıştık, üçüşen saksağanları kaçırdık, kuş bize güvendi
ve tekbaşına beslendi. Doğanın teşekkürüne her zaman inanmışımdır, o besleme sonrasında çektiğim
güzel kareler o kuşun vesile olduğuna inanıyorum. Tıpkı birkaç yıl önce kapana kısılan bir fareyi
Zafer hocamla (Tekin) Kozanlıda kurtarıp doğa saldığımızda peşinden, hayatımızın fotoğraflarını
çekmiştik o balık kartalı fotoğraflarına da o fareciğin vesile olduğuna inanırım. Sevgilerimle...