Camili (Macahel) Havzası UNESCO’nun 29 Haziran 2005 tarihli kararı ile Türkiye’nin ilk ve tek Biyosfer Rezerv Alanı olarak ilan edilmiştir. Biyosfer Rezerv Alanları tabiat, kültür ve doğa varlıkları ile bir bütün olarak korunması gereken alanlardır.
Camili (Macahel) Havzası bu koruma statüsünü içerisinde endemik türlerin barındığı florası, bilim dünyası için tamamen yeni türlerin keşfedilmesi, zengin yaban hayatı, Avrupa’nın en zengin ve doğal yaşlı ormanları ile fazlası ile hak eden bir havzadır. Havza ayrıca eko-turizm ve eko-tarım faaliyetlerinin de yoğun olarak yapıldığı bir alandır. Camili (Macahel) Havzası ülkemizde sadece bu bölgede saf olarak varlığını sürdürebilmiş olan SAF KAFKAS cinsi arısı ile de önemli bir Kraliçe Arı üretim alanıdır.
Hal böyle iken alanın “Biyosfer Rezervi” statüsünü kazanması ile ilgili resmi faaliyetleri yürüten ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına sözleşmeye imza atan Çevre ve Orman Bakanlığı 27.000 Hektar toplam alanı olan havzada 8 adet HES yapılması için su kiralama sözleşmeleri imzalamıştır. Bakanlığın bu tutumunun bir paradoks oluşturduğu kanısındayız. Çünkü Camili\'de yapılması planlanan megavat gücündeki HES\'lerin yapılamayacağı yerler arasında \"Biyosfer Rezerv Alanları\" da bulunmaktadır.
Bakanlıkça belirlenen Can Suyu bırakma zorunluluğu ise, Karadeniz bölgesinde yapımı tamamlanan HES projelerinin fiili uygulamalarına bakılınca gerçekçi gözükmemektedir. Son günlerde bazı basın organlarında yer alan, \"Doğu Karadeniz\'de suların azalması nedeniyle bazı HES\'lerin üretime ara verdiği\" haberi bu endişeyi kanıtlar niteliktedir.
Dik ve Dağlık arazi yapısı olan Camili havzasında yapımı planlanan HES\'lerle doğal çevrenin zarar göreceği, endemik türlerin beslendiği, kırmızı benekli alabalığın yaşam alanları olan derelerin olumsuz etkilenecekleri açıktır. Oysa Camili (Macahel) Havzası Uluslararası bir tanınırlığa sahip, Türkiye’nin gururu olması gereken bir alandır. Havzada uygulanabilecek olan sürdürülebilir ve gelir getirici faaliyetler (eko-turizm, eko-tarım vb.) ile yöre ve ülke ekonomisine sağlanacak katkı HES projelerinden yaratılacak olan fayda ve kaynaktan misli ile fazla olacağı kanısındayız. Böylesi bir hazinenin gelecek nesillere bozulmadan bırakılması hem yöre halkının, hem de başta Bakanlık olmak üzere her seviyeden yöneticinin vazifesi ve borcu olduğunu düşünmekteyiz.
Derneğimizin ve vatandaşlarımızın bu hazinenin korunması için idare nezdinde yapmış olduğu bütün girişimler maalesef sonuçsuz kalmış ve haklı davamızı yargıya taşımak zorunda kaldık. Avukat Yakup Şekip Okumuşoğlu vekâleti ile Rize Bölge İdare Mahkemesine Artvin İl Özel İdaresi aleyhine açtığımız imar planının iptali ile ilgili davada Mahkeme, İmar Planının İPTAL edilmesi yönünde karar vererek haklılığımızı bir kez daha teyit etmiştir. Avukatımız Yakup Şekip Okumuşoğlu’na özverili çalışmaları davamıza olan inancı ve bitmek bilmeyen enerjisi için teşekkürlerimizi sunmayı bir borç biliriz. Ayrıca haklı direnişimize sonsuz desteğini esirgemeyen ve üyesi bulunduğumuz Türkiye Su Meclisi Yönetimine ve meclisin her bir destekçisine duyarlılıkları ve Anadolu’ya sahip çıkışlarından dolayı da şükranlarımızı sunuyoruz.
Düzenli HES projesi İmar planının iptali için mahkemece verilen bu kararın, havzada yapılması planlanan diğer projelerin değerli yatırımcılarına daha uygun alanlar bulmaları konusunda da uyarıcı olmasını diliyoruz.
“MACAHEL’i VERMEYECEĞİZ”
Camili (Macahel) Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği
Hasan Yavuz (Yön. Kur. Bşk.)
Haber: https://yesilgazete.org/234-hak-orgutunden-ortak-aciklama-yaban-hayvanlarini-oldurme-izni-geri-alinsin/?fbclid=IwAR0n5zLrXIXXdUWUASK8p0oojfCaIOHvW_fmTze-kmn9j9ydthTSYCoHFEU