Bu pazar sevgili Akifle, geçen hafta gördüğümüz nadir bir türü görmek umuduyla
Sarıyar barajında keşfe gittik:) Sabahın köründe, Ayaş-Beypazarı arası üzerimizde dolaşan
10 adet kuğuyla(sonradan ötücü olduklarını öğrendik) uyandık. Kırbaşı yolundan barajın doğu ve güney
kıyılarını Akifin takasıyla düşe kalka dolaştık. Bol miktarda ördek, en batıda küçük kuğu grubu,
sunalar ve sayılamayacak kadar çok çamurcun, kaşıkgaga, sakarmeke, kılkuyruk ve bir sürü avcı
dışında bizi heyecanlandıran fazla bir şey çıkmadı. Taa ki en batıdaki Koyunağılı köyüne girerken
ufukta görünen önce iki, sonra üç derken dörtleyen yırtıcıları görene kadar. Yolda Akife Akkuyruklu
kartalı her yerde gördüğümü ama Sarıyardakilerin bir türlü denk gelmediğini söylemem üzerine olacak
ilk iki arkadaş onlardı. Şamataya sonra katılanlar da kısa zamanda kendini gösterdi: 2 adet genç
kaya kartalı. Fazla tepişmeden herkes yoluna gitti. Oradan, Sündiken dağlarını aşarak Sarıyar
kasabasına doğru giden yola girdik. Mihalıççık ilçesinin 3-4 km kuzeyinde ben elimdeki sandviçi
mideye indirirken aniden yola çıkan 3 garip yaratık, ağzımızın açık kalmasına neden oldu. 3 adet
muhtemelen dişi geyik (sonradan sevgili Ahmet Karataş hocadan Cervus elaphus=Kızıl geyik
olduklarını öğrendik) gözlerimizin içine baka baka ve sallana sallana karşıya geçtiler. Akif
heyecanla dışarı fırlayıp ormada kaybolmadan bir kaç resimlerini çekti. Arabaya döndüğünde Akif
hala şaşkın "bunlar şimdi gerçekten yabani mi?" diye sordu. İkimiz de hiç bu kadar yakından
görmemiştik. Nallıhan kuş cennetine vardığımızda kayalıkların tepesinde onlara benzer bir memeli
daha görünce günümüz kuş gözlemi değil memeli gözlemi olup çıktı. Nadir kuşumuz
maalesef yoktu oralarda. Ama en güzeli, 1550m. rakımlı Kartal geçidinden etrafa baktığımızda her
yerin bembeyaz, aşağılara baktığımızda da her yerin sis altında olduğu manzaraydı.