Kuşların, elektrik hatları, rüzgâr türbinleri, bina pencereleri
gibi insanlar tarafından yapılmış yapılara çarpmaları sonucu yaşadıkları
ölümlerin önüne geçmek üzere çözümler üretilmeye çalışılıyor. Kuşların görüş ve
çevrelerini algılayış biçimlerini yeniden araştırarak problemin temeline inmek
etkili çözümlerin üretilmesinde kilit noktayı oluşturuyor.
Biz insanlar tarafından
bakıldığında, kuşların koca binaları, elektrik direklerini, baz istasyonlarını,
rüzgâr türbinlerini görmemeleri (gündüzleri) tuhaf karşılanıyor. Ancak bu büyük
ve bizim açımızdan gözden kaçmayacak yapılar tehlike altındaki türleri tehdit
edebilir. Avrupada 16 yıllık bir periyodu kapsayan tahminleme sonucunda, şu
anda tehlike altında görülmeyen Leylek (Ciconia ciconia) gençlerinin yaklaşık
%25inin, erişkinlerinin de %6sının her yıl elektrik hatlarına (tellere ve
direklere) çarpması ve elektrik çarpması sonucu öldüğü, yapılan çalışmalar
sonucunda ortaya konuyor. Sadece bu oranlar bile kuşların bizim düşündüğümüzden
daha farklı bir görsel dünyaları olduğunu anlatmaya yetiyor. Kuşların dünyayı
nasıl algıladıklarını anlayabilmek için bilim adamları algısal/duyusal
ekolojiye (sensory ecology) yöneliyorlar. Bu bilim dalı, hayvanların
çevreleriyle olan ilişkilerinin altında yatan algısal/duyusal bilgileri
araştırıyor. Daha önceleri kuş çarpışmaları için önerilen çözümler sadece insan
bakış açısından değerlendiriliyordu. Şimdi ise bu sorun, kuşların algısal
dünyasından ele alınmaya çalışılıyor.
Kuşların dünyayı algılama biçimlerine ait bilgiler ışığında yapılan
araştırmalar, görmekapasiteleri ile açık bir alanda uçarlarken ki davranışları
arasındaki ince bağlantıları ortaya koyuyor. Kuşlar uçuşları sırasında aşağıya
bakmak ve görüş alanlarını arttırmak amacıyla kafalarını çeviriyorlar. Bu
davranış, özellikle belli bazı türlerde, gidiş yönlerini görmelerinde geçici
körlük etkisi yaratıyor. Kısacası, kafalarını çevirdikleri süre zarfında
önlerini görmüyorlar.
Diğer taraftan araştırmalar, kuşların önlerini/ileriyi
görüşlerinin, mekânsal detaylardan çok hareketleri algılamaya yönelik olduğunu
da gösteriyor. Bir kuş avlanırken tabi ki bu algılama biçimi onun hayatında çok
daha önemli hale geliyor. Yani bu durum, kuşların ilerledikleri yönde duran
yapıları (ne kadar büyük olsalar bile) görmelerindeki sıkıntıları da açıklıyor.
Bunun yanında kuşlar uçarlarken belirli hız sınırlarında uçmak zorunda
kalıyorlar. Mesela bazı kuşlar uçuşları sırasında belirli hızın altına doğal
olarak inemiyorlar, bu da onları, özellikle kötü hava şartlarında görüş
azaldığında, etraflarındaki ve önlerindeki mekânsal bilgileri elde etmede daha
da yavaşlatıyor, yeterli bilgiyi almak için gerekli zamanı bulamıyorlar.
Böylece ani şekilde yönlerini değiştirmeleri gerektiğinde bunun için yeterli
zamana sahip olamıyorlar.
Kuşların algılama biçimleri ile ilgili bütün bu bilgiler ışığında
çarpmalara karşı çok daha iyi çözümler ortaya konabilir. Çözümlerin, tür
bazında olması gerekiyor ancak çarpışmaların yoğun olduğu yerlerde, tehlike arz
eden yapıları daha görünür, dikkat çekici hale getirmenin pek başarılı sonuçlar
vermediği belirtiliyor. Bunun yerine kuşların uçuş yönlerini değiştirmenin daha
etkili olabileceğine işaret ediliyor
Kuşların ileriye bakmaktan ziyade aşağıya ve yan taraflara
baktıkları varsayıldığında, yapıların üzerine yerleştirilen sinyallerin de
etkili olmayacağı öngörülüyor. Bunun yerine kuşlara engel teşkil eden
bariyer-yapıların uygun mesafe uzağına yerleştirilecek sinyal ve uyarı
seslerinin daha etkili olabileceği ifade ediliyor. Ancak bu yöntemin de bazı
sakıncaları olabileceğinden şüphe edilebilir. Her durumu kendi koşulları çerçevesinde
değerlendirerek, vakalara özel çözümler ortaya koymak gerekiyor.
Kuşların insanlar tarafından yapılan yapılara çarpması problemine
insanların bakış açısından yola çıkarak çözüm getirmeye çalışmak, çabaları boşa
çıkarıyor. Kuşların temel ekolojilerine dayanarak çözüm getirmeye çalışan bu
araştırma, neden bazı türlerin diğerlerine göre, bahsedilen yapılara, çarpmaya
daha eğilimli olduğunu bize açıklıyor. Yine bu araştırma, çarpışmaları azaltma
konusunda bir rehber geliştirmede de yardımcı olacak değerli bilgileri bizlere
sunuyor.
kaynak:http://www.cozumekoloji.com/index.php/blog/112-kuslar-insan-yap-lar-na-neden-carpar
Fotoğraf: Mustafa Sözen (spalaxtr)
Haber: https://yesilgazete.org/234-hak-orgutunden-ortak-aciklama-yaban-hayvanlarini-oldurme-izni-geri-alinsin/?fbclid=IwAR0n5zLrXIXXdUWUASK8p0oojfCaIOHvW_fmTze-kmn9j9ydthTSYCoHFEU