Hızla kuruyan Burdur Gölü’nde ve göl havzasında son 35 yılda meydana
gelen su seviyesi ve arazi kullanım değişimlerini ortaya koyan ve havza
için yeni bir tarımsal ürün deseni öneren iki bilimsel rapor hazırlandı.
Raporlar, aralarında Burdur Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya, DSİ 18.
Bölge Müdür Yardımcısı Şükrü Baysal ve Orman ve Su İşleri 6. Bölge
Müdürlüğü Burdur Şube Müdürü Tamer Yılmaz’ın da bulunduğu kamu kurumu
temsilcileri ile Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi öğretim üyeleri ve sivil
toplum kuruluşları temsilcilerinin katıldığı bir toplantıda
paylaşıldı. Raporlarda, tarımda su kullanımı azaltılmaz ve gölü
besleyen akarsuların Burdur Gölü’ne ulaşması sağlanmazsa gölün yok
olacağına dikkat çekiliyor.
Doğa Derneği, Burdur Gölü’nün kurumasının önüne geçilmesi ve havzada
akılcı su ve tarım planlamasının yaygınlaşması için 2007 yılından bu
yana çalışmalar yürütüyor. Vaillant’ın “Burdur Gölü’nü Kurtarma
Projesi”ne sağladığı destek ile, proje kapsamında, son 35 yılda göldeki
su seviyesi düşüşünü, havzada arazi kullanımındaki değişimleri ve gölün
kurtulması için hazırlanan az su tüketimine dayalı yeni tarımsal ürün
desenini ortaya koyan iki bilimsel rapor hazırlandı.
Raporları hazırlayan Adıyaman Üniversitesi öğretim üyeleri Yrd.Doç.Dr.
Kemal Zorlu ve Doç.Dr. Erhan Akça yaptıkları sunumlarla, göldeki su
kaybının ciddi boyutlarda olduğu, eğer şimdiye kadar havzada uygulanan
su ve tarım politikaları gözden geçirilmezse, Burdur Gölü’nün yakın bir
gelecekte tamamıyla kuruma riskiyle karşı karşıya olduğu uyarısında
bulundular.
Yrd.Doç.Dr. Kemal Zorlu, Burdur Gölü’nün su seviyesinin korunması ve
eski haline dönebilmesi için öncelikle gölün can damarı niteliğinde olan
akarsuların göle ulaşmasının sağlanması gerektiğine vurgu yaptı. Zorlu
raporunda, 1975-2010 yılları arasında Burdur Gölü’ndeki su seviyesi ve
yüzey alanı değişimlerini ve 1984-2010 yılları arasında göl havzasındaki
su tutma yapıları ile arazi değişimlerini incelediklerini ifade ederek
şunları söyledi:
“35 yıllık zaman diliminde Burdur Gölü yüzey alanının \% 33’ünü
kaybetmiş ve su seviyesinde yaklaşık 12 metrelik azalma gerçekleşmiş. Bu
dönemde havzada sulu tarım alanlarının ve baraj, gölet gibi su tutma
yapılarının da arttığını görüyoruz. Havza hidrojeolojik olarak
incelendiğinde göl alanından su kaçaklarına yol açabilecek unsurlara
rastlanmıyor. Ayrıca bu dönemde buharlaşma miktarlarında da önemli
değişimler yok. Bu da, gölün çekilmesinin jeolojik ya da iklimsel
sebeplere değil, insan kaynaklı sebeplere bağlı olduğuna işaret ediyor.”
Burdur Gölü’nün kurtulması için göl havzasında acilen az su tüketimine
ve tasarruflu sulama sistemleri kullanımına dayalı yeni bir tarımsal
ürün desenine geçilmesi gerektiğine dikkat çeken Doç.Dr. Erhan Akça ise
şunları söyledi:
“Burdur yıllık 400-450 mm yağış ile su bütçesi açısından kırılgan
kuşakta yer alıyor. Buna karşın, Burdur Gölü çevresindeki tarım
topraklarında yüksek su ve gübre tüketen bitkiler olan yonca, mısır ve
patates yetiştiriliyor. Bu yüksek su tüketimine dayalı tarım deseninin
yer altı sularında ciddi azalmalara ve gölün su seviyesi üzerinde
belirgin düşüşlere yol açtığı ortada. Göl üzerinde tarımın yarattığı su
baskısının azalması için, az su tüketen fiğ, Macar fiği, susam,
çörekotu, nohut, haşhaş, lavanta, buğday, arpa, badem, zeytin
yetiştirilmesini ve tüm havzada damla sulamaya geçilmesini öneriyoruz.
Ayrıca dikkat edilmesi gereken diğer bir konu da, havzadaki su
kaynaklarının yeni sulama alanı açılması için yeterli
olmadığıdır.
Toplantıda konuşan Doğa Derneği Burdur Gölü’nü Kurtarma Projesi Koordinatörü Ayşe Sargın ise,
“2008 yılında ilgili kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşlarının
işbirliğiyle hazırlanan ve 2012 yılına kadar uygulanan Burdur Gölü
Yönetim Planı, gölün kurtulması için önemli bir adımdı. Ancak bu süre
içinde tarımda aşırı su kullanan ürünleri yetiştirmeye, salma sulama
yapmaya ve gölü besleyen akarsuların göle ulaşmasını engellemeye devam
edildi. Önümüzdeki aylarda Yönetim Planı revize edilecek. Revize planda,
mutlaka az su tüketimine ve tasarruflu sulama sistemlerine dayalı yeni
bir tarımsal ürün desenine geçilmesini ve baraj ve göletlerden kademeli
şekilde Burdur Gölü’ne su bırakılmasını sağlayacak faaliyetler yer
almalı. Aksi takdirde nasıl Rusya’da Aral Gölü, İran’da Urumiye Gölü,
Konya’da Ereğli Sazlıkları-Akgöl kuruduysa Burdur’da da Burdur Gölü
kuruyarak tarihe karışacak “ dedi.
(Kaynak: Doğa Derneği)
http://www.yeryuzuhaber.com/burdur-golu-sona-yaklasiyor-haberi-46440.html
Haber: https://yesilgazete.org/234-hak-orgutunden-ortak-aciklama-yaban-hayvanlarini-oldurme-izni-geri-alinsin/?fbclid=IwAR0n5zLrXIXXdUWUASK8p0oojfCaIOHvW_fmTze-kmn9j9ydthTSYCoHFEU