Diyarbakır\' daydık
Önemli Kuş Alanları
Eğitim Programı Günlüğü
1-4 Ekim 2002 tarihleri arasında, Türkiye Doğal Hayatı Koruma
Derneği, Diyarbakır Çevre Gönüllüleri Derneği (ÇevGön) ve Dicle Üniversitesi
tarafından, Diyarbakır\'da Dicle Üniversitesi\'nde düzenlenen \"Önemli Kuş
Alanları\" (ÖKA) konulu eğitim programında, Türkiye\'nin çeşitli yerlerinden
gelen kuş gözlem topluluklarının temsilcileriyle buluştuk. Uluslararası
ölçütlerle tanımlanan önemli kuş alanlarının belirlenmesi ve korunması için
gerekli altyapının hazırlanması amacına yönelik programa Adana, Aliağa, Ankara,
Antalya, Azerbaycan, Birecik, Bursa, Çorum, Diyarbakır, Ekvator, İstanbul,
İzmir, Hollanda, Kayseri, Kıbrıs ve Samsun\'dan 64 kuş gözlemcisi katıldı.
Program, 1 Ekim Salı sabahı, kuşçuların kucaklaşmalarından sonra
DHKD\'den Bahtiyar\'ın kısaca akışı anlatmasıyla başladı. Bilmiyorum, hiç
\"Kuşistan\"a gideniniz oldu mu? Sağolsun, Güven\'le biz oralara masalsı
bir yolculuk yapıp kuşlarımızın yaşadığı diyarları korumak için gerekli ÖKA
kriterlerini belirledik. Ardından, aramızda küçük bir bilgi yarışması düzenledik
ve öğretilenleri ne kadar kavradığımızı ölçmeye çalıştık. Kendimizi o kadar
kaptırdık ki bir yandan ter döktük, bir yandan da inanılmaz keyif aldık. İkinci
gün toplulukların kendi böıgelerindeki ÖKA\'lara ilişkin sunuşlarıyla başladı.
Bunu, Güneşin \"Apla\"mızın doğa koruma statülerine, kurum ve
mevzuatlara ilişkin verdiği kapsamlı bilgiler izledi. Öğleden sonra, ertesi
günkü arazi çalışmasına hazırlık yaptık. Doç.Dr. Ahmet Kılıç\'ın Devegeçidi
Barajı\'nı bizlere fotoğraflarla tanıtmasından sonra gruplara ayrıldık ve
kimlerle neyi nasıl yapacağımızı planladık.
Perşembe sabahı Dicle Üniversitesi\'nin servis otobüsüyle Eğil
ilçesine doğru yola çıktık. Beş grup, \"ÖKA İzleme Formunu\" doldurmak
üzere belirli alanlara dağıldı. Diğer beş grupsa, benzer bir çalışmayı Eğil
ilçe merkezinde gerçekleştirdi. Kendilerine tanınan süre sonunda gruplar
yeniden bir araya geldi ve hep birlikte Devegeçidi Barajı\'na gidildi. Dileğimiz
her şeyden önce burada alaca yalıçapkını görmekti. En azından bir bölümümüzün
bu dileği gerçekleşti. Ayrıca şahinleri, ak ve kızıl kumkuşlarını, saz ve
bozkır delicelerini ve daha başka su kuşlarını uzun uzun gözleme olanağı
bulduk. Günün sonunda, kaldığımız otele dönüp genel bir değerlendirme yaptık.
Akşamsa Diyarbakır Sanat Merkezi\'nde, \"Kuşlar: Kanatlı Uygarlık\"
filminin çekim aşamalarını izledik.
4 Ekim Cuma sabahı yine Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Konferans
Salonu\'ndaydık. Ortaç ve Güneşin bizlere alan savunma konusunda değişik
örnekler gösterdi. Recep (Karakaş) Hocamız ise bize Karacadağ\'ın kuşlarını
tanıttı. Sonra yeniden gruplara ayrılarak \"alan savunmaca\" oynadık:
ÖKA\'larımızın korunması için ilgili yerlere dilekçeler yazdık, kamuoyu
oluşturduk, davalar açtık. Tabii ki çok eğlendik. Program sona yaklaşırken
Soner\'in nefis slaytlarını, nefis bir müzik eşliğinde seyrettik. Kapanış
konuşmaları sırasındaysa çok duygulandık.
Akşam üniversiteden otele dönerken otobüsümüzdeki şamatayı
görmeliydiniz. Aynı halimiz akşam Gazi Köşkü\'ndeki Diyarbakır Gecesi\'nde de
sürdü; hep birlikte türküler söyledik, halaylar çektik, çiğköfte yedik. Eğitim
programımız bitmişti ama hala bir aradaydık. Cumartesi sabahı erkenden yola
çıkıp Hasankeyf\'e gittik. Hem eski kentin eşsiz güzelliklerini doyasıya tattık,
hem de gözlem yaptık. Burada da alaca yalıçapkınından başka küçük kerkenez,
kaya sıvacıkuşu ve büyük kaya sıvacıkuşu gördük. Midyat\'ta Deyrul Umur (Mor
Gabriel) Manastırı\'nı ziyaret ettik. Mardin sokaklarının esrarengiz
atmosferinde gezintiler yaptık. Diyarbakır\'a döndüğümüzde yorulmuştuk ama gün
bitmemişti; Dicle Üniversitesi Rektörlüğü\'nün bizim için verdiği akşam yemeği
için Havuzbaşı\'ndaydık. Rektörlüğümüzün etkinliklerin başından beri gösterdiği
sıcak ilgi nedeniyle kısa sürede samimi bir ortam oluştu; biz de kendi
müziğimiz eşliğinde \"ateş dansına\" başladık. Sertifikalarımızı
kahkahalar arasında aldık.
6 Ekim Pazar, artık uzun yola gitmek zorunda kalanlarımız için ne
yazık ki Diyarbakır\'daki programın son günüydü. O gün Diyarbakır\'ın Sanat
Sokağı\'nda stant kurduk. Meraklılara hem bu neşeli topluluğun kimler olduğunu
hem de kuşları ve kuş gözlemciliğini anlattık. Büyük ilgi topladık. Gün boyunca
biz Diyarbakırlılar, konuklarımızı buruk duygular içinde birer ikişer
uğurladık. Etkin bir bilgi alışverişi içinde, birbirimizle kaynaşarak, üreterek
geçirdiğimiz harika bir çalışmanın ardından gönüllerimizin daha sıkı
kenetlendiğini hissederek ayrıldık birbirimizden. Bir dahaki buluşmamıza dek.
Sloganımız, Tansu\'nun dediği gibi, \"bilmek ve sevmek!\" Daha çok
bildikçe, daha çok öğrendikçe, doğaya olan sevgimiz daha bir artıyor!
Selin Müjde,
Dicle Kuş
Devamı
http://kuscubulteni.blogspot.com/