Merhaba,
5-6 Temmuz 2008 haftasonu Ankara\'da bir göl kıyısında arazideydim, bizler gibi doğa aşığı ve doğa koruyucusu rehberim Duran Bey ile ( lakabı Turist, Ankara KGT ve Fotoğraf Derneği üyeleri kendisini tanırlar) göl ve tepeleri dolaştık.
Sakarya nehrindeki baraj arkasındaki göl mevki olarak, Çayırhan ve Nallıhan Kuş Cenneti\'ne yakın bölümde ve gölün Eskişehir yakasındaki Ballık denilen birkaç yerleşimin ve bahçelerin olduğu kısım değil, ters tarafindaki su kıyılarını izledik. Angıtlar, karabataklar, gri balıkçıl, küçük ak balıkçıl, gece balıkçılları, leylekler de bu kıyılarda konaklayıp dinleniyorlar.
Bana göre yeni olan iki tür gözlemledim çok mutlu oldum: halkalı küçük cılıbıt ve kocagöz...
Esas bahsetmek istediğim konu KENELER... Göl kıyısında ağ atan balıkçıların gece konakladıkları ve
yine küçükbaş hayvan güdüleme yapan çobanların konakladıkları bir su kıyısında yüzlerce gri (3-4 mm
çapında) ve yüzlerce kahverengi kenenin bir yuvaya girip çıktığını ve orada yerde gezdiklerini
farkettik.
Anında bizim bacaklarımıza tırmandılar, ben hemen farkedince silkeledim, eğer faketmesem uzaklaştırmak veya vücudumda yakalamak sanırım daha zor olacaktı. Rehberimin yanında bulundurduğu böcek kovucu spreyden ayakkabılarımıza, pantalon paçalarımıza püskürttük, elbiselerimizi çıkarıp
silkeledik, fakat bizi uzun süre huylandırdılar.
Sonuç olarak; araziye çıkan arkadaşlarımızın muhakkak ki yanlarında böcek kovucu ilaç bulunsun, (amonyak konusunu bir yerden duydum fakat akrep için mi henüz araştırmadım ), ve çadırlarının alt tarafı muhakkak kapalı olsun ve bundan sonra balıkçı veya çobanların konakladığı bölgelerden daha farklı bir yerde konaklamalarını öneririm.
Benim düşüncem: Keneler, orada konaklamış küçükbaş hayvan ve insan kokusunun olduğu yerlerde
dolaşıp yuvalanıyorlar şeklinde.
Sevgi ve selamlarımla, hoşça kalın, sağlıkla kalın.
Arslan Kezer (KANDIZLIK)