·
Bulanıkdere üstünde
Demirköy Orman Fidanlığı karşısında betonarme köprü yapılıyor.
·
Sivriler Köyü
hudutları içinde taşkın önleme tesisi yapılacak.
·
Vizede Sergen Köyü
yakınındaki Traçim çimento fabrikası önündeki 154 KV. lık trafodan orman
içinden en kestirme yolla Demirköye yüksek gerilim hattı çekilmesi için ihale
açılıyor.
·
Armutveren Köyünde
ormanlar bu kez de rüzgâr enerji santrali için kesiliyor.
·
Yıllardır tamamlanamayan
Poyralı-Demirköy yolu için binlerce ağaç kesildi, hafriyat kalan ağaçların
üstüne döküldü ve hâlâ yol bitirilemediği gibi kaymaya devam ediyor.
·
Pek çok maden ocağı için ruhsatlar hazır,
ormanlar korku içinde.
Yukarıdaki
maddelerin bir bölümü Trakyada bir bölgeyi ilgilendiren alt yapı yatırımları
gibi görünse de aslında İstanbul odaklı bir çevre sömürüsünün gizli ifadesi
dir. Söz konusu bu gizli ifadeyi sorularla irdelemeye çalışalım:
Longozlara tepeden
bakan ve eteklerinden dereler akan Sivriler Köyünün İğneadaya ulaşımı için
gerekli olan köprü sadece köyler arasındaki ulaşımı sağlamak için mi yapılıyor?
Bu köprü kaç şeritli bir yola bağlanacak?
Sivriler Köyü tepede
kurulu olduğu için taşkın tehlikesi yoktur. Ancak köyün yerleştiği tepenin
eteğinden longozu besleyen dereler geçer. Taşkın önleme tesisi hangi
derenin/derelerin üstünde kurulacak? Su işleriyle ilgililer yurt çapında 800
civarında taşkın suyu kapma tesisi kurulacağını açıkladılar. Bu tesislerden
biri ya da birkaçı longozların suyunu alır mı?
Sivriler Köyü
yakınındaki taşkın önleme tesisinin su tutacak duvar yüksekliği kaç metre
olacak?
Bu taşkın önleme
tesisi kaç m.³ hacminde ve burada tutulacak su nereye yönlendirilecek?
Milli park
statüsünde korunan longoz içinde resmi ellerce yerleştirilen levhalarda
belirtilen hayvan otlatma yasağına rağmen milli park ilanından önce yöreye
yerleşen büyükbaş hayvan mekânları taşkından korunurken, taşkın önleme
tesisinde denetimli olarak tutulan su ormana salınır mı?
Taşkın önleme
tesisinde tutulacak su, orman içinden geçmesi planlanan ve ihale edilen yeni
yüksek gerilim hattından gelecek enerji kullanılarak İstanbula mı
pompalanacak?
Eğer su İstanbula
aktarılacaksa, mahkeme kararıyla iptal edilmiş olan Panayırdere- Pabuçdere
Barajı su isale hattı mı devreye sokulacak?
Taşkın önleme tesisi
yapmak yerine longoz içindeki büyükbaş hayvan mekânlarını günün şartlarına
uygun biçimde longoz dışında, iyileştirilmiş tesislere taşımak için devlet
desteği sağlamak daha akıllıca ve doğaya zararsız değil mi?
İstanbullular Yıldız
Dağlarının sularını vampirin kan emişi gibi emmeyi içlerine sindiriyorlar mı?
İstanbulda
patlak-çatlak su tesisatlarından toprağa kaçıp ziyan olan su miktarı günde 700
000 m³... Longozları kurutma pahasına çalınacak suların toplamı ise, her gün
taşkın olma şartıyla, topu topu 600 bin m³... Atılan taşın kurbağayı
ürkütmesi gibi bir durum var ortada!
Yüzlerce yılda
taşkınlarla oluşan ve varlığı bu su baskınlarına bağlı olan longoz
ormanlarının, taşkınların önü alınarak yok edileceği aşikâr olunca bu
ormanların yerine ne dikilmesi/ dikilmesi (!) planlanıyor?
İstanbulda 2-3 yıl
önce Haliç Kongre Merkezinde tertiplenen Su Kongresinde yerli ve yabancı
bilim adamlarının bildirilerinde taşkınların doğa için çok önemli olduğu ve
eskiden yapıldığı gibi taşkın önleme yapılarının zararlarının ölçülemeyecek
boyutlarda olabileceği belirtilmişti. Adı geçen konferansın tertipçileri
geçmişte ve günümüzde longozların sularını İstanbula aktarmak isteyen
subaşılardı.
Tam da bugünlerde akarsuların
49 yıllığına kiralanabileceğine yönelik bir kanun çıkarıldı. Trakya ve
longozların suları da bu yolla tüketilecek
galiba!
İlgililere
duyurulur.
Şahika Ertan ve
Asaf Ertan.
/Temsili fotoğraf Kırklareli TGD sitesinden alınmıştır./
Haber: https://yesilgazete.org/234-hak-orgutunden-ortak-aciklama-yaban-hayvanlarini-oldurme-izni-geri-alinsin/?fbclid=IwAR0n5zLrXIXXdUWUASK8p0oojfCaIOHvW_fmTze-kmn9j9ydthTSYCoHFEU