10 Aralık 2008 kurban bayramının 3. gününü arazide geçirmek isteyenlerle Büyükçekmece Gölü Mimar Sinan Köprüsü’nde buluştuk. Murat Gürsoy (murgur), Canan Atay (canan) ve ben buluşma yerine vardığımızda herkesi orada hazır bulduk…
Hürmüz (citlenbik) yeni kuşçu Çağatay Edesen ile, Cem (CemDGT) Ergün (ebacak) ve Sercan (sercan) ile ve Ceki de (cerginbas) tek başına gelmişti. Havanın buz gibi ama güneşli olması hepimizde çok yoğun bir kuş popülasyonu beklentisi oluşturmuştu...
Sabah ayazında hemen bayramlaşıp kısa bir sohbet ettikten sonra köprüden neler gördüklerine dair bilgi aldık. Yeşilbaş, gümüş martı, karabaş martı, karabatak, gri balıkçıl dışında pek bir şey yoktu. Gideceğimiz yönü kararlaştırıp seddeye doğru yürüdük. O esnada Ergün’ün (ebacak) “sunalar” diye bağırmasıyla dikkat kesildik ve 7 tane sunanın seyrine daldık, “sunayı da deli gönül sunayı” türküsü dilimizde eksi bilmem kaç derecede ilerlemeye devam ettik.
Kızılbacakların uçarak yaptıkları şovu Cem (CemDGT) ve Ceki (cerginbas) gözlerini kırpmadan makinelerden izleyip yakalamaya çalıştılar. Sazlar arasına saklanan bir ötücü acaba neydi diye bizi bekletti ve mavi baştankara çıktı. Sedde üzerinden baktığımızda pek bir şey göremedik, teleskobumuz olmadığından uzağı tarayamadık ve dönüş yoluna geçtik…Taşkuşu dışında ötücü göremezken hayra alamet olsun deyip bereket dileyerek Terkos yoluna düşelim diye karar aldık…
Terkos’tan önce Bahşayış Köyü’ne uğradık, soldaki sedde üzerinden umutla ilerlerken sakaların sesleri bize eşlik etti. Daha fazla ilerlemek istesek de yolu kesen iş makinesi nedeniyle durduk ve kazılan alanlara bakıp bir zamanlar buralarda angıtlar, sakarcalar beslenirdi diye iç geçirdik…Araçlardan inip uzun süre oyalanmamıza neden olan mavi baştankaralar her yönden poz verdi ve sonunda doyup tekrar yola koyulduk. Ağaçta gördüğümüz şahin, sonrasında kerkenez ile yırtıcı sayfamızı da açtık…Yine de fazla kuş yoktu ve “hava soğuk kuş yok” soru işaretleri ile Terkos’a geldik.
Ormanlı’da 4 araçtan 3’ü hedefe varsa da biz yaya kaldık ve arabanın çamur deryasına daha fazla saplanmaması için tabana kuvvet yürüdük. Her gördüğümüzün ispinoz çıkması artık iyice umutlarımızı söndürse de hevesimizi orman içine sakladık…
Gölde büyük akbalıkçıllar, gri balıkçıllar, karabataklar , sakarmekeler dışında bir şey yoktu. Sağ koldan orman içine dalan ekibe telefonla ulaşıp gelelim mi diye sorduğumuzda sola devam edin burada bir şey yok uyarısını aldık…O sırada bize katılan Selim (vodo) yolda 150 kadar şahin gördüğünü söyledi ve çektiği fotoğrafları gösterdi. Kukumav bekledik ama yine gözlerimiz boş kaldı. Muşmula ve geyik dikenlerini yerken diğer ekiple buluştuk ve bütün meyveleri bitirip dönüşe geçtik. Gölün karşı tarafında gökçe delicenin hızla geçişiyle heyecanlandık, sonra dişisini de görüp sonunda oh be dedik…Hemen arkasından kalabalık bir kızkuşu sürüsü ile dürbünlerimiz bayram etti.
Ormanlı plajına gidip denize baktık gene bir şey yok, albino karabatak görelim diye diğer tarafa yöneldik yine aynı son…İKGT gezi koordinatörü olarak Ergün artık daha fazla bu gezinin sorumluluğunu taşıyamayacağını beyan etti :) Elinden geleni yapsa da gittiğimiz her yerde kuşsuz kaldık…Yine Ergün’ün izin alma çabaları ile İSKİ baraj kapakları alanına girdik, yine bir şey yok…Ağaçlandırma sahası içinden çamurlara bata çıka uzun bir yolculuk yaparak Durusu’ya yöneldik.
Köknar kargası görme hevesimiz de sonuçsuz kalınca iyice pes ettik. Elmabaş patka, yalıçapkını, bataklık çintesi ile avunduk. Güneşin batmasına yarım saat kala Murat’ın azimle önerdiği gölün kıyısına çıkan patikaya girdik. Tahmin edildiği üzere göl yine boş, su kılavuzu sesi ile güneşin batışında arabalara geldik, hatıra fotoğraflarımızda her şeye rağmen gülen yüzlerimiz aynı acı sona katlanmış birlik içindeki dostluğun simgesiydi :)
Canan’ın yaptığı tatlılarla ve sürekli çantasından çıkardığı yiyeceklerle daha da tatlı geçen günümüze Çağatay’ın şanssızlığı üzerine yapılan espriler renk kattı. Arabaların altını sürekli vura vura geçtiğimiz bataklık yollar bayram ziyaretlerinden kaytarmanın bir cezası gibiydi hepimiz için :)
Ceki 50d ile yaptığı ilk arazisinden verim alamayınca kendi bahçesinde keşfe çıkma hayalleri kursa da yeni kuşçu Çağatay\'ın pes etmeyişi hepimizin gözlerini yaşarttı. 2 hafta sonraki İKGT Terkos arazisine bu gruptan kimsenin katılmayacağını düşünen Ergün\'e inat aynı ekip yine yollara düşecek...
Sabırla tuttuğu gözlem kayıtları için başta Sercan olmak üzere, katılan ve katkı koyan tüm ekibe teşekkürlerimle, harika bir bayram günüydü, nice bayramlara hep beraber...
Sevgiler,
berrin (berrinakyildirim)
Fotoğraflar:
Çağatay Edesen (karabaş martı fotoğrafı)
Hürmüz Yeniceli (kuşçu fotoğrafları)
Gözlem kayıtları : Sercan Bilgin (sercan)
İstanbul - Büyükçekmece Gölü - Mimar Sinan Köprüsü
Tarih : 10.12.08 08:00-09:10
Katılımcılar : Berrin Akyıldırım, Ergün Bacak, Hürmüz Yeniceli, Sercan Bilgin, Cem Doğut, Ceki Erginbaş, Murat Gürsoy, Canan Atay, Çağatay Edesen
Görülen Türler
Bahri
Sakarmeke
Mavi Baştankara 3
Küçük Karabatak
Suna 7
Küçük Karga
Saksağan
Küçük Batağan
Yeşilbaş
Kızılbacak
Taşkuşu 1
Karabatak
Gümüş Martı
Karabaş Martı
Leş Kargası
Gri Balıkçıl
İstanbul - Büyükçekmece Gölü - Bahşayış Seddesi 09:20-10:20
Büyük Akbalıkçıl 3
Gri Balıkçıl 5
Kara Leylek 2
Akkuyruksallayan 1
Küçük Batağan 1
Saksağan 6
Kerkenez 1
Şahin 1
Tarlakuşu
Karabaş Martı
Saka
Kızılgerdan
Küçük Karga
Leş Kargası
İstanbul - Terkos - Ormanlı Köyü 11:15-13:00
Karabatak 78
Saksağan 20
Gri balıkçıl 30
Serçe
Büyük Akbalıkçıl 10
Karabaş Martı
Karatavuk1
Şahin 6
Kızılgerdan 5
Kaya güvercini 30
Sığırcık 10
Alakarga 1
İspinoz 500
Küçük Karga
Leş Kargası
Ekin Kargası
Büyük Orman Kartalı 1
Florya 1
Kerkenez 1
Kızkuşu 320
Gökçe Delice 2
Su Kılavuzu 1
İstanbul - Durusu 14:30-16:20
Küçük Batağan
Bahri
Karabatak
Büyük Akbalıkçıl
Gri Balıkçıl
Elmabaş Patka
Sakarmeke
Yalıçapkını 2
Bataklık Çintesi 2
Su Kılavuzu 3