BÜYÜKÇEKMECE\' DE DÖRT AYAKLI KUŞ AVCISI !
Bugün ( 26 Mayıs ); hem Büyük Çekmece gölünde farklı bir tür var mı diye gözlem yapmak, hem de Fikret Bey’ in ve Serhat Bey’ in yuvalarının bu sene çoğaldığını belirttikleri sumruları gözlemlemek için iş çıkışı akşam üzeri göle gittim.
Denildiği gibi; canhıraş çığlıklar içinde uçanlar ve konanlar, arada bir gagasında balık getiren ve onu eşine ya da yavrunun gagasına veremeden başka sumruların taciziyle tekrar tekrar uçmak zorunda kalan sumruları zevkle seyrettim.
Bir ara; seddin hemen altında beton çıkıntılar önündeki ve üstüne konmuş bulunan martıları dürbün ile seyrettikten sonra, her zamanki gibi sol yandaki adalara da gri balıkçılların kaç tane olduklarını saymak için dürbünü çevirdiğimde, onların en arkadaki adacık üzerinde ve hepsinin bir arada tedirgin halde bekleştiklerini fark ettim. Tarihi köprüye yakın olan en öndeki yuvarlak şekilli adacıkta bir köpeğin dolaştığını ve zaman zaman zıplayıp kafasını otların içine soktuğunu gördüm. Daha önceleri belgesel programlarda tilki ve kurtların fareleri yuva delikleri başında benzer hareketler yaparak yakaladıklarını seyretmiştim, bunun hareketleri de aynen onlar gibiydi. Köpekler fare yerler mi bilmiyorum, Uzmanlar bize söyleyecektir. Bir an yemediklerini düşündüm ve tüylerim diken diken oldu; geriye sadece otların arasındaki kuşların yavruları kalıyordu… Birden hoplayıp kafasını yere eğdiğinde yüksek otlar sebebiyle hiçbirşey görünmüyordu, hadi görünse bile dürbünle o mesafeden yediği zaten seçilemezdi. Birçoğunu yaraladığı veya varsa yuvalardaki yumurtaları ezip parçaladığı da işin cabası…
Öncelikle Belediye görevlilerini aramayı düşündüm, telefon numarasını nerden temin ederim diye araştırma yapmak için kafeye yöneldiğimde, köprü başındaki ara yola iki büyük iki küçük dört itfaiye arabasının gelip durduğunu farkettim. Kamyonların üzerinde “ Istanbul Büyükşehir Belediyesi, Istanbul İtfaiyesi “ yazmaktaydı. O tarafa giderek adadaki köpek için mi geldiklerini sordum, “ evet “ cevabına sevindim, “ kim haber verdi” diye sorduğumda da “ bir vatandaş” cevabını aldım. Ben onlara, Istanbul Kuş Gözlem Topluluğundan olduğumu, burada grubumuzun zaman zaman kuşları saydığımızı ve gözlemlediğimizi belirterek, aslında köpeği oradan çıkararak aynı zamanda kuşlara da fayda sağladıklarını zarar vermesini önlediklerini belirttim. Görevli, iki iş birden yapmış olacaklarını sevinerek ve gülümseyerek belirtti. Onların ve ekipmanlarının fotoğraflarını çekip çekemeyeceğimi ve grubumuza yaptıkları kurtarma işlemini yazıp yazamayacağımı sordum, oradaki o andaki görevliler “ tabii ki fotoğraflayıp, olayı yazabilirsiniz “ dediler. Motor botlarına motor takılması, köpeği yakalama aletlerinin yoldaki arabalardan getirilmesi ve diğer ayarlama işleri uzadığından ve hava kararmaya başladığından daha fazla beklemeyip, onları görevleri başında bırakıp 50 km. lik dönüş yoluma hazırlandım.
Eğer sizler de bu köpeğin; oradaki kuşlara ya da olması muhtemel yuvalara - yumurtalara zarar verdiğini veya verebileceğini düşünüyorsanız, bundan sonraki Büyükçekmece gözlemine gittiğimizde veya sumru adasını ziyarete gitiğimizde bu dört ayaklıya da dikkat etmemiz gerekecek. Çünkü köprüden geçmekte olan bir kişi, onu başka bir gün daha o adacıkta gördüğünü belirtti .
Gece olmuştu, dönüş yolunda arabada kendi kendime mırıldandım; “ İnsan ne zaman neyle karşılaşacağını hiçbir zaman kestiremiyor “, diye . Doğa her zaman sürprizlerle dolu, bazen hedef türler diye araziye gittiğimizde bile ummadığımız türlerin karşımıza çıktığı aklıma geldi ve gülümsedim o an.
Hoşçakalın .
Arslan KEZER ( KANDIZLIK )