Proje, başta plastik olmak üzere tüm atıklarımızın kuşlar üzerindeki etkisini anlamayı ve bunu sergilemeyi hedefliyor. İnsanlar, çektikleri fotoğrafları projenin web sitesine yüklüyor.
Projenin başındaki bilim insanları fotoğraflarda sık sık halat, olta ipleri ve yüz maskesi gibi objelere takılmış, veya bu objelerin içine yuvalarını kurmuş kuşların görüntülendiğini söylüyor.
Araştırmacı Dr. Alex Bond Londra’daki Doğa Tarihi Müzesi bünyesinde bu proje üzerinde çalışıyor.
Bond, “Eğer bir kuş yuvasını yaparken yosun veya ağaç dalı gibi uzun lifli malzemeler kullanıyorsa, içinde plastik olma ihtimali çok yüksek” diyor ve sözlerine devam ediyor:
“Bu sorunu incelemeye başladığınızda dünyanın her yerinde aynı olduğunu fark ediyorsunuz. Plastik kirliliği küresel bir sorun. Bize Japonda, Avustralya, Sri Lanka, İngiltere ve Kuzey Amerika gibi birçok yerden fotoğraf gönderiliyor.”
Araştırma ekibi, plastik kirliliğinin neredeyse yüzde 25’inin pandemi sırasında kullanıma giren, maske ve plastik eldiven gibi objelerden oluştuğunu tespit etti.
Bond, “Neredeyse tamamı maskelerden oluşuyor. Tıbbi maskelerin yapımı için çok fazla, birbirinden farklı malzeme kullanılıyor. Bazen kuşların bacaklarına dolanmış lastik görüyoruz. Bazen de maskenin burun kısmı için yapılan sert plastiği kuşların yemeye çalıştığına şahit oluyoruz” diyor.
Araştırmacılar plastik kirliliği “sistematik bir sorun” olarak tanımlıyor.
Kanada’da Dalhousie Üniversitesi’nde araştırmacı olan Justine Ammendolia, plastik kirliliğin küresel etkisinin “çok üzücü” olduğunu anlatıyor:
“2020 Nisan’da Kanada’da ilk defa bir kuşun bir yüz maskesine takılmış ve ağaçtan asılı kalmış görüntüsü ortaya çıktı. Ardından benzer vakalar hızla çoğaldı. Bu, insanların kısacık bir sürede çevreye ne kadar çok zarar verebildiğinin göstergesi.”
Dr. Bond, “Çevre dostu diş fırçası kullanmak veya bez çanta almak dünyayı kurtarmayacak. Günümüzdeki plastik sorunu çok daha büyük çaplı, ticari ve endüstriyel bir sorun” diyor.
Bond, plastik sorununun çözülmesi için dünyanın en başarılı çevre anlaşmalarından biri olarak görülen ve ozon tabakasının delinmesini engellemek için 1987’de imzalanan Montreal Protokolü düzeyinde bir müdahale gerektiğini düşünüyor.
Kaynak: https://www.bbc.com/turkce/articles/cgryn7px0wdo