Merhabalar,
Murat Çuhadaroğlu(MuratC) ile aylar öncesinden planladığımız geziyi nihayet gerçekleştirdik.
Bu sefer amacımız;
Kuşun aynı bölgeyi kullanıp kullanmadığını öğrenmek, farklı vadilerde farklı noktalara bakmak, bu dönemde ötüp ötmediğini anlamak ve daha iyi fotoğraflarını alabilmekti.
Hatırlarsınız,
Murat Bey ile önceki arazimizde biz bir birey ve bir yuvalama alanı bulabilmiştik. Bunun haberi üzerine, daha önce aynı alanda beraber çalıştığım, sesleri üzerine bilimsel araştırmalar yapan yabancı bir ekip gelmişti ve toplamda 2 erişkin ve henüz uçamayan 1 yavru birey bulunmuştu. Sesleri kayda alınmıştı. Dolayısıyla alanda en az 3 birey olduğunu anlamıştık. O zamandan beri de kuşlar belirli aralıklarla takip edilmişti.
Gelelim hikayeye;
28 Ekim Çarşamba sabahı saat 07:00\'da İstanbul\'dan karayolu ile hareket ettik. Malum, ekipmanlar çok fazla idi, bu kadar eşyayı uçağa almak neredeyse imkansızdı.
Hava kararmadan Antalya\'ya vardık. Eşyalarımızı otele yerleştirir yerleştirmez alana hareket ettik. Olası yerleri dolaşıp yemek artığı, dışkı, tüy vs aramaya başladık. Birkaç noktada yemek artığı bulduk ve oralarda yoğunlaşmaya karar verdik.
İlk gece ne sesini duyduk ne de kendisini görebildik. Eski alanlarına da gittik, Haziran\'da konduğu dal boştu, oraya geldiğine dair herhangi bir iz de yoktu. Yani yakın zamanda orayı kullanmamıştı.
İkinci gece rutin aramamızı yaparken önümüzden uçtuğunu gördük ve az ileride bir ağacın alt dalına kondu. Ağır adımlarla yanına kadar yaklaştık, bizi pek umursar bir hali yoktu. Bazen, bastığımız yerdeki dal çıtırtılarından tedirgin olduğu farkediliyordu. Yaklaşık 5-6 metre yakınına kadar yaklaşabildik. Bu mesafeden izlemek benim için anlatılmaz bir duyguydu. Bir ara çevreden farklı bir bireye ait ses duyduk. Bu sesin üzerine midir yoksa bizim güvenlik mesafesini aştığımızdan mıdır nedir, kuşumuz sakin bir şekilde uçup
gecenin zifiri karanlığında kayboldu. Anladık ki, yavruyu büyütmesiyle beraber kuşumuz eski yerinden ayrılmıştı. Bu sefer yuvalama alanından epey uzak bir mesafede bulabilmiştik.
Sonraki geceler hava iyice bozdu. Bazen yağmur altında, bazen kuvvetli rüzgarda, bazen derenin içinde, bazen de hiç bilmediğimiz(haritaya ve gpse göre yolu görünen!) yerlerde kaybolarak saatlerce
aramamıza rağmen bir daha bulamadık. Hatta son günümüzde Toroslar\'a ciddi kar yağmıştı.
Toplamda,
Yerini bildiğimiz bir alanda kuşu çok ciddi bir ekipmanla yaklaşık 51 saat aramışız, ve 1 defa yaklaşık 30 dakika görebilmişiz.
Arazi boyunca Balık Baykuşu dışında bol bol Alaca Baykuş gördük, 1 çift te Kukumavımız vardı.
Bu kış Baykuşlarımız düzenli olarak takip edilecekler. Umarım fazlasını buluruz...
Portresi de Murat Bey\'den gelebilir.
Bu arada bu ayki Geo dergisinde Murat Bey ile Balık Baykuşu üzerine bir söyleşi var, bilginize...
Sevgiler,
Soner BEKİR(sonerbekir)
Efsaneyle Alaca baykuşun karşılaştırmasının yapıldığı adres de:
http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl47@d&idx=25490