9 Ekim 2009 gecesi Mukadder ile yollardayız, Nevşehir – Denizli arasında, sabahı iple çekiyoruz. Yollarda olan sadece biz değiliz, Ankara’dan hareket eden Ergün, İstanbul’dan gelen Serhat abi, Ömer abi ve Cem de yollarda. Okan abi ve Ümit abi bizi Denizli’de sabah karşılıyor. “Her yerde bir haber var” programı yapımcıları Güven abi ve Ercan abi de bize katılıyor. Ekip tamam, geriye kızıl akbabalar ile buluşmak kalıyor. Onları bir an önce görmek için sabırsızlanıyoruz ve hemen yola koyuluyoruz. Okan abi ile arabada sohbet ederken anlıyorum ki dere tepe düz gittikten sonra düzlükler bitecek kayalıklar başlayacak. Kerkenez görünce dikkatim dağılıyor ve bu konuyu şimdilik unutuyorum. Bol bol kızıl şahin var yollarda, arada bir akkuyruksallayanlar geçiyor bir de florya giriyor listeye. 08.50’de Isparta Orman Bölge Müdürlüğü sınırlarına girerken Akdağ’daki akkuyruklu kartalın Işıklı Gölü’nde beslendiğini anlatıyor Okan abi. 09.00’da Dazkırı’ya giriyoruz, 10 dakika sonra da tüm heybetiyle Akdağ görünüyor. 4 akbaba türü de burada ürüyor diyen Okan abinin sesini duyarken birden rüyadan uyanmış gibi oluyorum. Kayanın düşüp asılı kaldığı Tokalıkanyon uzaktan ne de güzel görünüyor! Kızıl geyiklerden, yılkı atlarından bilgilerle sohbet devam ediyor. Akdağ’da 1000’den fazla akkarınlı ebabilden oluşan bir koloni var deyince şaşırıyorum. Puhu’nun yolda ezilmiş hali bulunmuş deyince içim bir kötü oluyor, kaya kartalının ve yılan kartalının ürediğini öğrenince umudum artıyor. 2350 metre olan Akdağ’ın Ege Bölgesi’nin 2. yüksek tepesi olduğunu öğreniyorum, Honaz Dağı 2470 metre ile birinci. Güney taraflar ardıç ve meşe, kuzey taraflar karaçam ile örtülü. Solumuzda Işıklı Gölü, küçük kerkenezler ürüyor burada diyor Okan abi, doğal bir göl değil seddelerle çevrilmiş zamanla gölet haline gelmiş. Tarım alanlarına kanallarla su alınıyor buradan. 09:45’te Büyük Menderes’in üzerinden geçiyoruz. Dinar’ın Eldere Köyü’nde doğuyor, Işıklı’dan girip çıkıyor diye devam ediyor anlatmaya Okan abi. Büyük akbalıkçıllar selamlıyor bizi. Sütlaç köyünden geçip kirazıyla meşhur Gümüşsu’da kahvede oturuyoruz. Çaylarımız gelene kadar sohbet ediyoruz. Gümüşsu’nun eski adı Homa, yıl boyu kaya kırlangıcı görülüyor, kara leylek ürüyor. Kafesteki bir kekliği kahve ahalisi gururla bize sunuyor, seviyoruz başını okşayıp ama sevinemiyoruz tutsaklığından dolayı. Kitaplar, dürbünler, fotoğraf makinaları ile dolu masada “Her yerde bir haber var” kamerası ilk sohbeti çekmeye başlıyor. Serhat abi anlatıyor neyiz kimiz ama aslında herkesin aklında birazdan neler yaşanacağı var. 900 metrede çay içiyoruz ama daha önümüzde 1450 metre var. Yaylalar kuzeydeymiş. Mavi baştankara, karatavuk, saka ve ispinoz sesleri ile sohbet devam ediyor. Çaylar bitiyor, yola koyulma vakti. Okan abinin gözlerinin içine bakıyoruz ama şaka yapmıyor! Tırmanacağız! Neyse ki arabalarımız var. Bir süre sonra onlar da iflas ediyor. Okan abinin lastiği patlıyor, Serhat abinin samurai marka arabası her 2 km de bir tekliyor. Sağlam kalan Ümit abinin arabası ile bir noktaya kadar çıkıp mola veriyoruz. Herkes meraklı, azimli ama biraz da şüpheli! Ya göremezsek? Kulaklarımıza gelen kırmızı gagalı dağ kargalarının seslerinden sonra kara akbabaları, gökdoğanı, kızıl akbabaları da uzaktan görüyoruz. Bu kadarına razıyız deyip dönmek varken yeniden hedefe kitleniyoruz. Zannettiğimiz gibi kolay olmayacak, kayalık bölgede tırmanmak hepimizi yoruyor. Hele kamera ve ekipmanları taşıyan Güven abiler, nasıl da vazgeçmeden tırmanıyorlar, hepimiz ibret alıyoruz. Saat.12:10 Akdağ’dayız tırmanmaya devam ediyoruz, 21 Kasım 2009 Cumartesi günü saat 20:00’de CNNTürk ekranlarında bu maceramızın geri kalanını öğrenmek ve izlemek isterseniz biz orada olacağız. “Her yerde bir haber var” ekibine, Güven İslamoğlu’na ve kameraman Ercan abiye teşekkürlerimizle. Berrin Akyıldırım Fotoğraflar: Berrin Akyıldırım Mukadder Arslan Okan Koçyiğit