2 Günlük iznimde hazır Tekirdağ\'a gitmişken, sevgili dostum Özmen Yeltekin (abrechia) ile uzun zamandır planladığımız Enez ziyaetini yapalım dedik...
1. Gün:
Havanın iyi olacağını tahmin raporlarından almamıza rağmen ilk gün öğlene kadar yağmurlu geçti... Çok ilginçtir Enez\'de geçen seneki kampta da yağmurdan hemen sonra müthiş türleri fotoğraflamıştık burada da biraz öyle oldu...
İlk günün sabahı Gala gölüne yola koyulduğumuzda daha göle gelmeden birçok tarla sular altındaydı ve gölün de oldukça dolu olacağını tahmin etmiştik ve tahminimiz doğru çıktı...
Gölün girişine geldiğimizde aradan taşıp gölün diğer tarafına giden sular yüzünden ara yol geçilemez hale gelmişti, biz de göl çevresindeki kanallara bakmaya başladık.
Tam tura başlamıştık ki birden yürlerce Küçük Martı sürüsü çeltik tarlalarına gölden taşan sularda dalış yapıyorlardı. Hayatımda ilk kez yüzlerce hatta belki de binlerce Küçük Martıyı birarada görüyordum.
Yağamura rağmen pozlar aldık ve daha sonra ilerlediğimizde bir şok edici manzara ile daha karşılaştık, havayı resmen bir bulut gibi kaplayan Çamurçulluğu sürüsü ile karşılaştık, sayıları Özmen ile tahminimizce 1000\'den fazlaydı. Bu türü de ilk defa bu kadar çok birarada görüyordum..
Video ve kareler aldıktan sonra tam ilerliyorduk ki üstümüzden çok alçak şekilde bir Pelikan grubu geçiyordu, pelikanların üstümüzde havada salına salına o yumuşak uçuşlarını seyrettik ve şahinlerle, sakalarla, çintelerle kanal boyunca beraber ilerledik...
Gözleme lagünlerde devam ettik, körünün solundaki iki gölet ağzına kadar doluydu, adacıklar neredeyse kaybolacak kadar su ile kaplıydı, araba ile girip ilerlediğimizde birkaç Halkalı Cılıbıt ile birlikte yemlenen kumkuşları dikkatimizi çekti...
Geçen sene kampta Özmen ile birlikte Sürmeli Kumkuşunu çektiğimiz yerde bizi heyecanlandıran Çizgili Kumkuşu olabileceğini düşündüğümüz bu canlılara sürünerek yaklaştık ve yakından karelerini aldık...
Daha sonra yolun diğer tarafındaki lagünlere girdik ve bir sürü Kara Boyunlu Batağanın kıyıda yemlendiğini farkettik, onlarla birlikte Poyrazkuşları, Kızılbacaklar da yemleniyorlardı...
Karaboyunlu batağan sayısı oldukça fazla idi, gerçekten güzel formlarını güneşin de yüzünü göstermesi ile görüntüleyebildik ve diğer türlerden de kareler alarak lagünlerde ilerledik... Açıkçası lagünlerin iç kısımlarında pek fazla bir hareketlilik yoktu fakat sürpriz olarak Gümüş Yağmurcun ile Kara Gagalı Sumru gözümüze çarpan türlerden oldu...
Günün sonunda yorgunluğumuzu atarak dinlenmeye çalıştık... Ayrıca bir konuyu belirtmek isterim. Yolunuz Enez tarafına düşerse yöremizin meşhur tatlarından Satır eti mutlaka denemenizi tavsiye ediyoruz...
2. Gün :
Gözlemi ikinci gün lagünlerden başlatmaya karar verdik, fakat bir önceki gün kumkuşlarını gördüğümüz yerde yeller esiyordu...
Lagünlere doğru ise yine batağanlar, poyrazkuşları ve kızılbacaklar bölgede geziniyorlardı. Baharın müjdecisi ötücülerden de epeyce alanın üst kısmında gözlemledik....
Öğlene doğru çay molası verip Gala tarafına geçmeye karar verdik... Gala\'ya geçtiğimizde araba ara yolda ilerleyemediği için ekipmanları yanımıza alarak ilerlemeye karar verdik...
İlerlemeye başlar başlamaz Bıyıklı Baştankaraların, Saz Delicelerinin, Bataklık Çintelerinin sazlar arasında cirit attığını görebiliyorduk... Tam iştahlanıp pozları almaya başlamıştık ki...
karşımıza dere gibi akan bir taşkın su çıktı...
Özmen ile birbirimize baktık ve gülerek ya geçmeyeceğiz ve bu şenliği bırakıp geri döneceğiz ya da botları çıkartıp paçaları sıyırarak çıplak ayakla geçecektik...
Tabii ki her kuşçunun yapacağı gibi buz gibi su hızla akarken taşların üzerinde ekipmanlar ve botlar sırtımızda bir yandan ayakta durmaya çalışıp bir yandan da karşıya geçtik...
Allah\'tan güneş ve çimen hemen ayaklarımızı ısıtıyordu... Hemen vakit kaybetmeden ilerledik ve ilerlerken Bıyıklı Baştankaralardan güzel güzel kareler alıyorduk, bir yandan da Bataklık çinteleri ile tepemizde süzülüp duran Pelikanları, Saz Deliceleri ile birlikte izliyorduk ki...
Az önce geçtiğimiz engelin bir benzeri daha karşımızda idi, onu da çıplak ayakla geçtik... Gözleme ve güzellikleri fotoğraflamaya devam ettik... Bu arada farkettik ki bu gidişin bir de geri döünüşü var :( ancak yapabilecek birşey olmadığı için geri dönüşte tekrar paçaları sıyırarak buz gibi suları geçtik...
Artık taşların ve suyun etkisi ile tam sazlık kenarında güneşte dinlenip beklerken bizlere acıyan Bıyıklı Baştankaralar hemen önümdeki sazlara geldiler....
İşte o an benim bütün yorgunluğumun geçtiği andı...Erkekli ve dişili 10\'a yakın bir grup önümdeki sazlıklarda dans ediyorlardı.. Aramızda 3-4 metre ve ben artık fotoğraflamayı bırakıp izlemeye geçtim... Bir süre izledikten sonra yorgunluğumu da alarak uçtular ve gittiler...
Güzel iki günü benimle paylaşan sevgili dostum Özmen Yeltekin\'e teşekkürlerimi iletiyorum...
Gözlem süresi; 2 gün