Dereboyu küçük ötücülerin peşindeyim. Hava bulutlu ama güneş habire göz kırpıyor. Ağır hareketlerle ve yavaş yavaş ilerliyor, zaman zaman da durup bulunduğum noktadan etrafı gözlüyorum. İspinoz, Çitkuşu, Saka, Kocabaş, baştankaralar ilk başta kendini gösterenler. Yeşilağaçkakanın sesi geliyor yakınlardan ama teşrif etmekte biraz nazlı. Alakargaların yaygarası ise çoğu zaman yeri göğü kaplıyor. Sessiz sedasız sıvışmaya çalışan küçük bir sincap ise dikkatimden kaçmıyor.
Ardıç, Kocayemiş, Sandal Ağacı ve Akçakesmelerin kapladığı tepelere doğru yöneliyorum. Aralara serpilmiş eriklerle beraber kızılcıklarda sarı sarı çiçek açmış baharı karşılamak için. Mor renkli çuhalar ise son demlerinde. Tepemde dolanan birkaç şahin, alanın her zamanki müdavimi kuzgun çifti ve gökyüzüne doğru diki dikine yükselip sonra birden alçalarak bahar danslarını yapan Orman Toygarları bu bölümün sakinleri.
Gözlemi bitirip tekrar kanyon girişine geldiğimdeyse ıslanan kanatlarını kurutmaya çalışmaktan başka dertleri olmayan bir çift karabatakla vedalaşıyorum.
Gözlem süresi; 3 saat