Gübreler pek çok farklı sebze ve meyve türlerinin büyümesinde yaygın olarak kullanılan yardımcı maddelerdir. Fakat ne yazık ki bu maddeler genellikle toksik ve istenmeyen organik reaksiyonlar oluşturabiliyorlar. Bu toksik maddelerin karasal türler üzerindeki etkileri büyüktür. Ancak çoğu insanın farkında olmamasına rağmen karasal gübreler, deniz ekosistemleri üzerinde de zararlı etkilere neden olmaktadır.
Gübreler akış yollarıyla deniz ekosistemlerine ulaşabilmektedirler. Örneğin; yağmurlar yağdığında toprak kayması meydana gelebiliyor. Toprağın içindeki bu toksik maddeler toprak kaymasıyla birlikte zamanla nehir ve akarsulara karışabiliyor. Oradan da denizlere ve okyanuslara karışabiliyor. Böylece gübre ile büyüyen birçok besin suya karışıyor. Bunun sonucunda denizlerdeki yosun türlerinin sayılarında bir artış ve patlama oluyor. Bu büyüme ve artışlar etkilenmiş yosun türüne bağlı olarak kırmızı ya da kahverengi gelgit olarak adlandırılmaktadır. Bunun neticesinde sudaki alg çoğalmaları da artmaktadır.
Alg çoğalmaları neticesinde zararlı toksinler suya karışabilmektedir. Normal seviyelerde bu toksinlerin deniz canlıları üzerinde çok fazla etkisi olmamaktadır. Normal seviyeyi aşan durumlarda ise bu toksinler kolayca deniz yaşamının pek çok türünü zehirleyebilmektedir. Buna ek olarak yosun büyümek için oksijene büyük ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle sudaki diğer canlılarda oksijenden yoksun kalabilmektedir.
Bugün yapılmakta olan birçok çalışmada, gübre akışı ve kirliliğin deniz ekosistemleri üzerindeki etkileri araştırılmakta ve gözler önüne serilmektedir. Bu husus doğrultusunda birçok bilim adamı toksik akışın bir sorun olduğuna inanmaktadır. Ayrıca gelecekte deniz yaşamını korumak amacıyla bu sorunun çözümü için yönetmeliklerin çıkarılması ve uygulamaya konulması gerektiği vurgulanmaktadır.

Çeviri: Emre Altıntaş
Kaynak: www.aquaviews.net

 
Eğitim ve Etkinlikler Sorumlusu/Education and Event Area Representative
Faruk Yalçın Zoo