Biz
insanlar kendimizi tabiattaki en mükemmel varlık olarak kabul eder,
dünyanın asıl sahibi olduğumuzu zannederiz. Oysa diğer canlılar bir yana
insanlar böceklerle yaptığı savaştan bile galip çıkamamıştır. Bir kere
böcekler, insanın ortaya çıkmasından milyonlarca yıl önce de dünyada
yaşıyorlardı. O devirlerde onlarla birlikle yaşayan, başta dinozorlar
olmak üzere, birçok canlı türü tabiattan silindikleri halde, onlar
çoğalma kapasiteleri ve farklılaşarak yeni türler çıkarma yetenekleri
sayesinde günümüze kadar gelebilmişler, okyanusların derinlikleri hariç
dünyanın her köşesinde yaşamayı başarmışlardır.
İnsan
en baştan beri böceklerle savaş halindedir. Bilim ve teknolojinin bu
kadar gelişmesine rağmen insan bu savaşta nihai zafere ulaşamamıştır.
Hâlbuki böcekler fare piresi ile yayılan veba mikrobu aracılığıyla
tarihte 100 milyonun üzerinde insanın ölmesine sebep olmuşlardır.
Böceklerle taşınan virüs, bakteri ve mikropların insana verdiği zarar ve
zayiata tarih boyunca hiç bir savaş sebep olamamıştır.İlk bakışta
boyutlarının küçüklüğü böcekler için bir dezavantaj olarak görülebilir.
Oysa böceklerin insanlarla savaşlarındaki başarılarının en önemli
faktörlerinden biri de bu boyutlarındaki küçüklüktür. Böcekler bu
bedenleri ile her yere girebilmekte, kolaylıkla kaçabilmekte,
saklanabilmekte, gıdamıza ortak olmakta, evimizde yaşamakta hatta
kanımızı bile emebilmektedirler.
Böceklerin
beden yapılarının küçük olması, onların çok kuvvetli bir kas sistemine
ve inanılmaz fiziksel özelliklere sahip olmalarını sağlamıştır. Bacak
uzunluğu 1,2 milimetre olan bir pire 196 milimetre yüksekliğe sıçrar ve
330 milimetre uzaklığa rahatça atlar.Eğer insanoğlu kendi bedenine göre
pire kadar kuvvetli olabilseydi bacak uzunluğu 90 santimetre olan
ortalama bir insan 146 metre yüksekliğe sıçrayabilir, 247 metre uzağa
atlayabilirdi. Muhteşem kas yapıları nedeni ile bir kaç milimetre
boyunda olan bir sinek saniyede 330 kez kanat çırpabilir, küçük bir
karınca ağırlığının 50 katı kadar bir yükü itebilir.
Böcekler
üreme bakımından da insanlardan çok üstündürler.Bir çift sineğin
bıraktığı yumurtaların hepsi yaşasa ve bunlar erginleştikten sonra hepsi
üremeye devam edebilse 5 ay içerisinde sayıları inanılmaz bir miktara
ulaşırdı (191\'in yanına 18 tane sıfır koyun). Şükür ki tabiatın
dengeleri hiçbir zaman buna müsaade etmez.
Böceklerin
birçoğu insan kemiğinden daha sert, daha dayanıklı ve hafif, mekanik ve
kimyasal dış etkenlere hatta aside dayanıklı bir dış iskelete veya
beden duvarına sahiptirler. Ayrıca böceklerin dünyada yaşadıkları
yerlerde nüfus yoğunlukları da çoktur. Çekirgelerin sürü halindeki
uçuşlarında 320 kilometrekarelik bir alanı kapladıkları görülmüştür.
Ormanlık bir bölgede 4 bin 500 metrekarelik bir alanda, toprağın üstünde
ve altında 65 milyon böcek yaşayabilmektedir. Eğer dünyadaki bütün
böcekler bir araya gelebilselerdi, bunların toplam ağırlığı, dünyamızda
yaşayan tüm insanların ve hayvanların ağırlıklarının toplamından fazla
olurdu.
Şimdiye
kadar böceklerin hep zararlarını anlattık. İpeği yapan ipek böceği ya
da balı yapan arı da birer böcektir. Çiçeklerin ve meyvelerin çoğunun
üremeleri böceklerin taşıdıkları tozlarla olur.O halde dünyamızın bu
üstün yaratıkları ile savaşla, iyi ile kötüyü ayırt etmeye, tabiatın
dengesini bozmamaya çok dikkat etmemiz gerekmektedir. Zaten şimdilik her
iki taraf da belirgin bir üstünlük sağlamış değillerdir.
Kaynak: http://tuhafbilgiler.blogspot.com
Haber için Emre Altıntaş\'a teşekkürler.