TR EN
TR EN
Belgeli Tür 505
Fotoğraflar 92806
Gözlemler 9860
Videolar 1348

HABERLER


TAŞKIN ÖNLEME MASALI

Haberlere Geri Dön Okunma Hiti. : 1442
1 Yorum Beğen | 1
taskin-onleme-masali

Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Kırklareli çevresinde su taşkınları önleme tesisleri kurmak için ihaleler tertipledi. Bu tesislerden biri, Demirköy İlçesi Sivriler Köyü yakınında inşa edilecek. Sivriler Köyü yakınında taşkın oluşturan Bulanıkdere ve Arnavutdere su bulurlarsa akmaya çabalıyorlar.  Her iki dere de önce İğneada Longozları Milli Parkı’nın içinden geçerek denize ulaşırlar. Eğer taşkın önleme inşaatı bu derelerin üstüne kurulacaksa longozlar 5-6 yıla kalmaz kururlar. Zira zaten küresel iklim değişikliğiyle oluşan kuraklık sonucu bölgedeki meşe ormanlarında bile, her gün artan sayıda ağacın kuruduğuna orman işçiliği yapan köylüler de şahit. Longozlara gereken suyu ise, yağışlarla oluşan taşkınların temin ettiğini sağır ve kör sultanların hepsi yıllardır biliyorlar. Zaten küresel iklim değişimi nedeniyle barajlar boş değil mi? Taa 90 lı yıllardan beri suyolcular İstanbul’un su derdinin bir bölümünü Istranca Dereleri’nin sularını çalarak çözmeye çabalıyorlar. Bu tip doğaya zarar veren uygulamalarla beşeri sorunların çözülemediği ne yazık ki tüm ülkemizde de yaşanan Amik, Avlan Gölleri ve daha niceleri gibi fiyaskolara rağmen öğrenilemedi... Durumu tüm açıklığıyla bilen subaşılar Melen ve Sakarya Nehirleri’nin sularını da çalarak bir karadelik halini alan İstanbul’a akıttılar. İstanbul’un metastaz yapan hastalıklı büyümesi ve yıllardır bilinen kuraklık karşısında, su tasarrufuna yönelik hiçbir uyarı yapmadan başını kuma gömenler, büyümesini tutkuyla destekledikleri ucube şehrin su ihtiyacını, gene Trakya’nın kendine bile yetemeyen sularını çalarak gidermeye çabalıyorlar. Üstelik yıllardır  yapılmakta olan yeni sitelerin içine göletler kurularak su fantezileri oluşturulmasına bile ses çıkarmadılar.

90 lı yılların sonuna doğru çalınan suların doğada yapacağı tahribatı gören hukuk mercileri “su hırsızlığına dur” diyerek Pabuçdere Barajı’ndan longozlara doğru uzatılan 18 km.lik 220 cm çaplı su aktarma hattının kullanılmasını mahkeme kararıyla iptal etmişti. Ancak Kıyıköy yakınlarından itibaren İstanbul’a doğru bütün derelerin önüne yapılan barajlar veya göletlerin suları halen, Durusu Gölü’ne aktarılarak, İstanbul’un giderek karşılanamaz boyuta ulaşan su ihtiyacını sözde dindirmek için kullanılıyor. Tabii su isale hatlarının geçtiği yerlerdeki çevre tahribatı da göz ardı ediliyor.   Önü kesilen 7 dere de, Karadeniz’i beslemek yerine İstanbul lağımlarına karışıyor. Oysaki denizler, akarsuların getirdiği gıdalarla zenginleşerek balıkları besler. Hem aşırı balık avcılığı hem de balıkların beslenememesi balıkçılık sektörünü yıllardır çok olumsuz etkiliyor. Çünkü bazı subaşıların söylediği gibi akarsular denizlere boşuna akmazlar!

İğneada Longozları Milli Parkı’na giren bütün yolların başında milli park içinde ‘avlanma yasağı, çöp dökme yasağı, hayvan otlatma yasağı’ levhaları var. Sözde “milli park statüsü” ile korunan (!) longozların içinde her yerde, bütün yasaklanmış davranışların izlerini görebilirsiniz. Longozlarda otlatma yasağına rağmen büyükbaş hayvancılık sürdürülüyor. Ama yıllardır zor koşullarda yaşayan besicilere yeterli destek sağlanmıyor. Cefakâr besicilere devlet arazilerinden, hukuk çerçevesinde, uygun yer gösterilemez mi? Milli park kararı alındıktan, otlatma yasağı levhaları dikildikten sonra longozda, hayvan barınaklarına göz yummanın izahı nasıl yapılabilir? Taşkınlarla beslenen longozda, su baskınlarını önlemek için, derelere taşkın önleme inşaatları yapılmasının gerekçesi nedir? Bu ihalelerin bazıları aklın alamayacağı subaşı çözümleri gibi görünüyor!

Muhtemelen taşkın önleme yapılarında birikecek suları, ismi bilerek zikredilmeyen o karadeliğe ulaştırmak için pompa tesisleri kurulacak. Pompalar elektrik enerjisiyle çalışacak. Ormanda binlerce ağaç kesilerek 27 km. boyunda bir yüksek gerilim hattı çekilecek. Hattın çekileceği yolun genişliği 30 m. olacak. 90 hektarlık bir orman alanı daha yok edilecek. Orman yangınlarında bu ölçüde bir alan kavrulduğunda içimiz kan ağlıyor. Bu yetmezmiş gibi su iletim hattı için de kim bilir kaç km. boyunda, kaç metre eninde ve kaç hektar tutarında bir orman daha Trakya’dan silinecek.

Trakya’nın suyunu toprağını, ormanını, longozunu, milli parkını sömürmekten vazgeçmenin zamanı çoktan geldi de geçiyor bile. Buna karşılıkTrakya köylerinde vatandaşın elektrik kesintilerinden doğan sıkıntılarını çözmek için, günümüzdekiler gibi olmayan, ikide birde yıkılmayan, sağlam enerji hattı çekmenin zamanıdır. Ne var ki bunun için Trakya’da bir termik veya nükleer santral yapmanın ise hiçbir vakit zamanı gelmemelidir. Hurda haline gelen enerji hatlarında kaybolan enerji bize yeter. Bir israf kenti haline gelen İstanbul’a su temini Trakya ve Kuzeybatı Anadolu akarsularını sömürerek yapılmamalıdır. Aksi halde başta İstanbul için solunabilir hava açısından son derece hayati önemi olan Istranca ve eteklerindeki longoz ormanları bütün verimliliği ve güzelliğiyle dünyamızdan silinip gidecektir.

 

Şahika Ertan    Asaf Ertan


/Temsili fotoğraf Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün sitesinden alınmıştır./

Haber: https://yesilgazete.org/234-hak-orgutunden-ortak-aciklama-yaban-hayvanlarini-oldurme-izni-geri-alinsin/?fbclid=IwAR0n5zLrXIXXdUWUASK8p0oojfCaIOHvW_fmTze-kmn9j9ydthTSYCoHFEU
Yeni Türler, Belgeli Tür Adedi : 452  |  Kalan Tür Adedi:39
Copyright TRAKUS © 2008 - 2024 Türkiye'nin Anonim Kuşları: Sponsor ESİT