Fırtına Kırlangıcı için Pelagic turumuz;
Çok uzun zamandır görmeyi hedeflediğim ama kıyıdan teleskopla görmeyi bir türlü başaramadığım bir türdür fırtına kırlangıcı. 6 Ağustos 2010\'da Ömer Necipoğlu türün ilk fotoğrafını ülkemize kazandırmıştı. Türkiye\'de görmeyi başaramadığım için Haziran\'da İzlanda\'da onbinlerce bireyin ürediği küçücük bir adaya dahi çıktık. Kuşlar gündüz kayboluyorlar sadece belli saatlerde adaya geliyorladı. Bu saat te arktik gece yarısı olan 01 civarıydı. 24 saat ışık olmasından faydalanarak Ahmet Karataş ve Timur Çağlar ile 10 günlük seyahatimizin 2 gününü buna ayırmıştık ve görmeyi de başarmıştık, fakat düzgün tek pozunu alamamıştık.
Asıl hayalim hep bu kuşu Türkiye\'de görmekti. TR kertiği atabilmek için girişimlere başladım ve nihayet ekip ve zaman belirlendi ve yerimi ayırttım.
Arazi öncesi oldukça heyecanlıydım, en büyük sebebi de geçen kış Samandağ\'da düzenlediğimiz pelagic tur sonrası benim halimdi. Trol teknesiyle Murat Çuhadaoğlu ve Mehmet Zenginer ile Sümsük için çıktığımız Hatay Samandağ\'da benzim soluğum kesilmişti, kıyıdan 8-10 mil açıkta, metrelerce dalgada denize atlayıp kıyıya çıkmayı bile düşünmüştüm. Denizin beni ne kadar kötü yapabileceğini ilk defa orada tatmıştım.
Ama vazgeçmek istemedim.
Geçen yıldan çok iyi tecrübe kazanmış olan ekibimizle 23 Ağustos akşamı Bodrum\'da buluştuk. Yanımızda 1 kasa istavrit, bilimum karışım malzemeleri önceden getirilmişti, bize sadece karışımı hazırlamak kalmıştı.
24 Ağustos 07\'de Bodrum\'dan denize açıldık. Deniz tutmasına karşı 3 hapı mideye indirdim.
Yolda iken karışımı hazırladık. Geçen yıldan epey tecrübe kazanmış olan ekip hazırlıklıydı.
Getirilen turşu küplerine birkaç saat uğraşarak özel karışımımızı hazırladık, kapakları kapattık ve yola devam.
Yolda bizi ilk karşılayan Boz Yelkovan oldu. Önce uzaktan bir bireyi uçarken gördük sonra konmuş bir bireyin güzel pozlarını aldık. Yola devam. Saatte 7-8 mille 5 saatlik yolculuk sonrası, geçen yıl en kalabalık grubun bulunduğu noktaya vardık. Turşu küplerimizde bulunan karışımı vakit geçirmeden denize dökmeye başladık. İlk konuğumuz Boz Yelkovan\'dı, çevremizde birkaç tur atıp pozlar verdikten sonra kayboldu ve o ilk an, o heyecan, ilk fırtına kırlangıcı uzak mesafeden görüldü. Tabii hepimizde ilk günkü heyecan gibi panik vs derken kayboldu. Aradan 10-15 dakika sonra tekrar görüldü. Hava rüzgarlı, deniz açık deniz, ve feci dalgalı, teknede ayakta durmak güç, neyse birkaç pozunu alabildik. Sonra birkaç birey tekrar görüldü ve kayboldu.
Kuş çok ufak olduğu için kaybetmek çok ama çok kolay. Çok yakınınızdan geçmediği sürece dalgalı havada görmek neredeyse imkansız. Teknede 4 kişi olsak ta hepimiz kuşu anlık kaybediyorduk. Neyse ki birkaç pozunu aldığımıza çok sevindik. Birkaç saat daha
alanda dalgalarla boş boş bakındıktan sonra Didim\'e doğru yelken açtık. Deniz tutması kırlangıçtan mıdır haptan mıdır bilmem ama çok etkili olmadı :D Didim\'e vardığımızda kıyıda birkaç kır kırlangıcı ve kuyrukkakan karşıladı bizi. Yemeğimizi yedik ve sonraki sabah için karışıma gerekli olan malzemelere takviye alıp uykuya geçtik.
Hava tahminlerine göre erken açılmamız avantajımızaydı ve Pazar sabahı 06\'da tekrar yola koyulduk. Kıyılarda rüzgar kuvvetliydi, açık denizi tahmin edip biraz yakınlarda denemeye karar verdik. Karışımın kapağını açtık, havada uçan martı geri döndü desem yalan söylemem. 1,2 5,10, 40, 100 derken 20 dakikada etrafa bütün Didim\'in martılarını topladık. Yaklaşık 550 Gümüş Martı resmen kıyılardan üzerimize akın etti. Kırlangıçtan iz yoktu, 1-2 saat alanda bekledikten sonra uzaklarda bir balıkçı teknesi gördük ve yönümüzü ona çevirdik. Tam yaklaşırken 1 birey fırtına kırlangıcı hemen yanı başımızdan geçti. Tekrar işe koyulup karışımı denize serptik. 2-3 birey geldi fakat hep mesafeliydi ve kolayca gözden kayboluyorlardı. Rüzgar tamamen durmuştu. Ama bu durum, kırlangıcı fotoğraflamamızın
lehine mi aleyhine mi tartışılır! Sıcaktan bunalmış olan ekip arkadaşımız köpek balıklarını topladığımız açık denizde denize bile atladı, akıntıya bile kapıldı, biraz sürüklendikten sonra tekrar tekneye bindirmeyi başardık :D
Fırtına Kırlangıçları\'nı tekrar görme imkanımız olmadı ve Bodruma doğru yola koyulduk.
Beklentilerimiz doğrultusunda görmüş olsak ta istenen pozlar maalesef alınamadı, darısı bir dahaki pelagic tura.
Ekip arkadaşlarım Hüseyin Meşe, Serhat Tigrel ve Murat Çuhadaoğlu\'na çok teşekkürler...
Serhat Bey her iki günü videoya kaydetti, önümüzdeki Trakuş kampında güzel bir sunum yapılacağından eminim.
Kısaca;
Emin görmek isteyenler için birkaç girişimde bulunmuştu, denemiş olanlar zorluğunu bilir.
Avantaj
-Zor türleri bulmak isteyenler için çok ayrı bir heyecan,
-Rüzgarı muhteşem kullanıyor, etkileyici bir uçuşu ve karizması var,
Dezavantaj
-Kıyıdan uzağa gidebilecek büyük bir tekne şart, maliyetli dolayısıyla mutlaka ekip olarak yapılmalı,
-Karışım iğrenç kokuyor, kusasınız da gelse katlanmak zorundasınız,
-Rüzgarlı havaları seviyor, dolayısıyla dalgalara alışık olmayanları felaket saatler bekliyor,
-Karides gibi kızarıyorsunuz,
hepinize selamlar...
soner
Gözlem süresi; 2 gün