Harika birer dalgıçlar ama inişlerde de bir o kadar sakarlar. Çocuklarının üzerine titreyen anne-babalar olarak değerlendirilseler de komşularına gösterdikleri düşmanlıkla da ünlüler. Eskilerden beri balıkçılarla iç içe olan sümsükler şimdilerde Atlas Okyanusu'nun kuzey kesimlerinde, kalabalık koloniler halinde serpilip gelişiyorlar.
Fırtınayla çalkalanan Kuzey Denizi'nin 15 metre üstünde kuşlar, dev bir bulut gibi toplanıyor. Aniden başlayan sağanak, yıldırım kadar hızlı. 20 kadar kuş, dalgalara mızrak gibi dalıyor. Saniyeler sonra yüzeydeler. Boğazlarında, yutmak üzere oldukları birer balık var... Başlarını sallıyor, sudan yükseliyor ve bir kuğu zarafetiyle kayalık kıyılardaki yuvalarına süzülüyorlar. İşte oraya ulaştıklarında, zarafetleri kötü bir inişin ardından sona eriyor; gürültüyle atışmaya başlıyorlar. Bunlar, sümsükler. Mevsimsel olarak kalabalık kolonilerde bir araya gelen ve uzaklara uçan deniz kuşları. Bilim bize Morus bassanus'un daha küçük boylu tropikal sümsüklerin kuzeni olduğunu söylese de, daha çok martıyla albatros arası bir kuş gibi görünüyorlar. Karada ne kadar bahtsızlarsa uçarken de o kadar zarifler. İskoç doğa bilimci Kenny Taylor'ın ifadesiyle onlar "zıtlıklarla dolu kuşlar."
İşe bu zıtlıkları saymakla başlayalım ve başta, iç açıcı olanları anlatalım. Takvimler 1913'ü gösterdiğinde, bir zamanlar asla bilemeyeceğimiz kadar büyük sürüler halinde yaşayan sümsüklerin sayıları yüzyıllar boyunca süren avlanmanın ardından iyice seyrelmiş, belki de 100 bin kuş ve 20'nin altında koloni kalmıştı. Ancak yüz yılı aşkın bir süredir koruma altında olan sümsükler, günümüzde doğa koruma alanındaki büyük başarı öykülerinden biri. Bugün Atlas Okyanusu'nun kuzey kesimindeki 40 kadar kolonide 400 bin civarı yuvalayan çiftin yanı sıra, on binlerce ergen ve üremeyen birey bulunuyor.
Büyük kolonilerden biri de, Shetland'ın tepesinde, Hermaness adlı doğa koruma alanında. Burası İngiltere'nin en kuzey noktası. Kayalık adacıkların çevrelediği gelgit kazanlarına dimdik inen 150 metrelik kayalıklarla, adını denizkızına âşık bir devden alan bölge, mitlerle örülü. Buraya ulaştığınızda, kilometreler boyunca yaya olarak teptiğiniz ıslak bozkırlar geride kalıyor. Ve yerini rüzgâr ve dalgaların çığlık atıp gürlediği denizle gökyüzüne bırakıyor.
Sümsükler buraya 1917'de yuva yapmaya başlamış. Ciyaklayan, kanat çırpan, birbirini gagalayan koloni tam bir karmaşa halinde. Orta alandaki yuva yerleri, Manhattan'da bir daire kadar nadir ve değerli; bir kez ele geçirildikten sonra canla başla ve testere kenarlı gagalarla savunuluyorlar. Yalnız kuşlarsa kıyılarda takılıyor, kendilerine bir eş ve bir yuva arıyor.
Devamını National Geographic Türkiye'nin Ağustos 2012 sayısında okuyabilirsiniz.
http://www.nationalgeographic.com.tr/ngm/1208/konu.aspx?Konu=3
Fotoğraf: fotoemin
Haber: https://yesilgazete.org/234-hak-orgutunden-ortak-aciklama-yaban-hayvanlarini-oldurme-izni-geri-alinsin/?fbclid=IwAR0n5zLrXIXXdUWUASK8p0oojfCaIOHvW_fmTze-kmn9j9ydthTSYCoHFEU