dün gece yarısı eve döndüm. normalde bugün Niğde-Ankara yolunun ortalarında Akifle (raptorman) buluşacaktık. ama hava çok kötüydü. güneş nadiren kendi gösterse de müthiş bir rüzgar vardı; adeta fırtına. Hava sıcaklığı 14.5-15 C idi, ancak abartılı rüzgardan çok daha soğuk hissediliyorken; öğleden sonra araziye çıkmadan edemedim. saat 15:24 ilk fotoğrafımdaki saat. Sonuncuda ise 16:46 yani 1 saat 20 dakikalık bir arazi. kampüsten aşağı inerken Keten kuşları sürüler halinde karşıladılar. aralarında yine sarıgagalı görürmüyüm diye epeyce bakındım. yoktular, sakalar da. sadece birkaç tane Küçük İskete gördüm.
tam bu sırada ördeklerin sürüler halinde bir oraya bir buraya savrulduğunu fark ettim. göletin üzerinde müthiş bir rüzgar her şeyi savuruyordu. acaba sadece bundan mı bilmem amma 10 dakika sonra aşağıya sazlıkların yanına indiğimde birkaç el tüfek sesi ve ileride üç kişi. hemen telefona sarıldım. en büyük şanslarımdan biri komutanımızın koruma işlerine anında cevap vermesi ve birkaç dakika içinde askerlerimiz anında olay yerinde.
ancak geldiklerinde ortada avcılar kalmamıştı. gölün karşı kıyısında farklı giyimde iki avcı gördüm objektiften bakınca. askerler de görmüşler. ancak o tarafa kanaldaki sudan geçemedikleri gibi bir de mevzuat engeli vardı. ayrı bir karakol o mıntıkadan sorumlu. hani filmlerde var ya Teksas sınırına gelince şerifler geri döner, diğer eyaletin polisleri gerekir:) onun gibi komik bir durum:))
buna rağmen askerlerimiz girişimde bulundu ancak hem tel örgüler hem de şehrin atıksularının geldiği ana kanal buna engel oldu.
buralarda henüz bahardan veya göçten eser yok diyecektim; tam askerlerle konuşurken az aşağıda gölün kıyısına konmaya çalışan bir kuş dikkatimi çekti. Mahmuzlu Kızkuşu geri dönmüştü. bu belki de göçün buralardaki ilk alametiydi.
Gözlem süresi; 2 saat