Neredeyse gelenek oldu; Ocak 20-21, Şubat 20-21, Mart 20-21de hep İstanbul taraflarında arazideyim. Bugün 23 Mart ve artık eve dönme vakti gelirken; Sumru Adasının karşısındaki meşhur Otağda Fikret Abi ve Mehmet Hanay ile keyifli vakitler geçiriyoruz. günü son ışıklarına kadar Mehmetle dışarıdaydık. Günnün sürprizi Mehmetin gördüğü Poyrazkuşu, benim için de Suna idi. Sumru Adasını Karabaşlı Martılar ve zaman zaman da Küçük Kargalar işgal etmişti. Hala gitmemiş olan birkaç Karagagalı Sumru, martıların arasında dinleniyordu.
Bir tane Küçük Karabatak da suyun ortasında bir kayanın üzerinde duruyordu. Ancak zenci olmalıydı:) akrabaları gibi kahverengi tonlar yerine hemen hemen simsiyahtı.
Akşam Emin Yoğurtçuoğlu da okul arkadaşlarıyla birlikte otağa gelince, önceden tanıyıp yüzyüze görüşmediğim bir trakuş üyesiyle daha görüşme şansım oldu.
O günün gecesinde ise Niğde otobüsüne bindim.
Haremdeki otogarın yerini bilmeyen otobüs şoföru sayesinde İstanbulun bütün Anadolu yakasını dolaştık; otobanda ise yaklaşık 5 km yi geri geri giden ilk otobüse de binmiş olarak; Aksaraya kadar ulaştım.
Fikret Abiye bir kez daha teşekkürlerimle, hepinize iyi geceler diliyorum.
Gözlem süresi; 1 saat