hey gidi memleketim; içten içe eriyor ve kuruyor. vatan millet Sakarya. hep demişimdir, sadece hudut boylarını korumakla memleket olunmuyor, her karışını korumak lazım.
elinize, dilinize ve yüreğinize sağlık Oğuz Bey. haberler pek içaçıcı değil; aynı gün sizden 20-30 km mesafedeymişiz. ben sandım ki kuş okulu Ovaçiftlikte. orada da durum farklı değil; tür sayısı biraz daha iyi olmakla beraber (bir önceki Kayseri gözlemine ekledim), sonuç benzer.
95-96lardsa müze binasının hemen ön taraflarından sırıklı kayıklarla girerdik kanallara. oysa şimdi çok daha ilerilerde bile koyun sürüleri otluyor.
haftasonu yağan yağmura rağmen, vatandaş kanallara kurduğu motorlarla tarla suluyordu. hem de buğday tarlası ki tek su yeter.
güya yazlık su stoğu olacakmış. Sazlığa gelen kanalları şöyle bir inceledik, Atalay Beyle. Sulama Birliği kapatmıştı, önlerini.
Allah, akıl fikir versin. el birliğiyle kendi topraklarını yok ettiklerinden haberleri yok.
fazla suyun toprağı tuzlandırdığını ve çoraklaştırdığını; kısa zaman sonra toprağın kulanılmaz hale geleceğini anlatmaktan ben yoruldum. eski dilde (Orta Asya Türkçesi) ÇOR un Tuz anlamına geldiğini bu nedenle toprağın ÇORAK sıfatına sahip olduğunu hep söylüyorum.
fazla geç olmadan; bu konuda birşeyler yapmalıyız. en azından bir web sitesi, bir kamuoyu.
siz ne dersiniz?

Ahmet Bey gelecek dönem Kapadokya Meslek Yüksek Okulu bünyesinde bir doğa klubü açılacak. Ben oradaki yetkililere sizden de bahsettim, sanıyorum gelecek dönem sizinle de irtibata geçerler. Okulun kurumsal bir kimlikle şahsi olarak ulaşılamayacak noktalara daha rahat ulaşılabileceği konusunda mutabık kaldık. Özellikle Sultan Sazlığının kurtarılabilmesine yönelik oradaki mülki idare ile temasa geçilmesi, ve bence daha önemli olanı yapılacak etkinliklere mülki idarenin davetinin önemi üzerinde durduk. Sultan Sazlığında il çevre müdürlüğünün çok güzel bir kompleksi var, oranın etkinlik merkezi olarak seçilmesinin faydaları üzerinde durduk.

web fikrinde ben de sizinle mutabıkım. ayrıca Trakus, KAD, Doğa Derneği gibi kuş konusunda evvel emirde bakılan sitelerin ön yüzlerine çölleşen Türkiye haritaları konabilir. Çarpıcı olması bakımından Türkiye deki sulak alanların azalması m2 cinsinden an ve an değişir halde ön ara yüzde yer alabilir. Ör. 10 yıl önce ...km2 sulak alan vardı, geçen yıl ...km2 indi, bugün itibariyle ...km2. Sonra haritadaki nokta tıklanır, ör. Akşehir gölü 10 yıl önce ...km2, bugün ..km2, bugün ...km2 vs.

Başlıklar ara motorlarından en kolay ulaşılabilen kelimelerden seçilir: Su erezyonu, Toprak kaybı, kuşların göçü vs. Çünkü her yıl millyonlarca öğrenci okul ödevleri için böyle başlıkları sıklıkla arıyorlar. bana göre bizim nesli kaybettik. ama gelecek nesillere erişebiliriz, bilinçlendirebiliriz.

Selamlarımla...

Ben de bundan korkuyordum ; bir ara vaziyet düzeliyor bir yerlerden su geldi , iyiye gidiyor diye haberler almıştık ama taşıma su ile olmuyor doğal denge bozuldu mu sonuç ortada. Zamanında Hotamış gölünün kamışlıklarına kaybolup çıkamayız diye giremediğimiz zamanları hatırladığıdımdan Terkos Ormanlı köyündeki şimdi çeltik olan alanın içine girilmez bir kamışlık ve çalılık olduğu zamanları gördüğümden olanlar ve olabilecekler korkutuyor.

Sultan Sazlığına üretilecek çözüm daha önce binlerce defa denenmiş projelerden ziyade gerçekçi ve akılcı çözümler üretilmeli. En başta Ahmet Hocamızında dediği gibi bilinçsiz yapılan tarıma müdahale edilmeli. Bir dev göz göre göre yok oluyor.

hafif yumuşak zemin olduğu için develer için ideal bir mekan olmuş. ama insanın içi geçekten acıyor, etrafı uludağlarla (erciyes) çevrili, akan kar suları sultan çanağına akması için çok müsait ama su yok. selamlar Zafer hocam...

Degerli büyüklerim ben kaybolan cennet sultan sazlıgında yaşıyorum. ahmet hocamın dedigi gibi gelin birlik olalım inanalım sultan sazlıgını kurtaralım.geçici projelerle deyil gerçek projelerle. sizler gibi doga sevenlerin sayıca çoklugu doğal hayatlarımızın.bitişine set olması dilegi ile. saygılarımla

Atalay Bey ve Mehmet Bey daha önce binlerce kere denenmiş projeler ile geçici projeleri ben bilmiyorum, aydınlatırsanız sevinirim.

Sizin yörenize 80km mesafede bir okulda 1 yıl süreyle hocalık yaptım. Sultan sazlığına iki kez gittim, tarımdan anlamam. Ama o yöreye tarımın ne kadar zarar verdiğini anlamak için ziraatçi olmak da gerekmiyor. Benim gördüğüm sazlığın yakınında kesintisiz süren sulama boruları ile döşenmeyi bekleyen en az 10 traktör kasası yine sulama boruları (herhalde birinin kalınlığı bir insan bacağı genişliğinde) kırmızılı siyahlı.

Benim gözlemim o yöre insanının sazlığı kurtarmak konusunda bırakın birşey yapmayı pek de umursadığı da yok. Hatta şu sazlık tamamen kurusa da oralar da tarıma açılsa eğiliminde. Neticede daha çok tarım daha çok gelir demek. gelir cephesinden baktığınızda sazlığa gelen kuşların onlara ne faydası olacak ya da ne gibi gelir getirecek muamma onlar için. Orada sulama yapan birisiyle konuştuk, dedik ki niye artezyenden su çekip sulama yapıyorsun, yağışlar yeni bitti toprağın ihtiyacı yok ki. Adam ne söyledi biliyor musunuz, sıkı durun: yakında yağışlar tümüyle kesilecek, depolama maksatlı sulama yapıyoruz. NOKTA...

Maalesef elimizdeki tek proje var: O da kamuoyu oluşturmak. Ne kadar oluştururuz bilemiyorum: Ama okyanusun kıyısında binlerce deniz yıldızından üç beşini suya tekrar atan adam gibi belki biz de bu çabamızla o yöredeki tüm türleri değil ama hiç olmazsa birinin hayatını kurtarabiliriz.

Üç beş yıl öncesinde o yöreye kuşları gözlemeye gelen yabancılar oluyormuş, onlar için pansiyonlar açılmış, rehberler gelmiş köylünün bazısı rehber olmuş, ama bilinçli mi, işte orası soru işareti ??? Neden mi yörenin tek kuş müzesinde gelişi güzel doldurulmuş kuşların isimlerini bile yanlış yazmışlar... Gittiğimizde doğru isimleri oraya bıraktık, o isimleri düzeltirler mi düzeltmezler mi bilemiyorum...

Düşünün o yöre insanı Bergamalıların yaptığını yapsa oraya hem daha çok su gelir hem de sazlık kurtulur. Eğer böyle bir umut yoksa, en azından bizim gibi küçük topluluklardan başlayarak bıkmadan usanmadan sazlığın kuruluğunu önümüze her gelene anlatmalı, anlatmalıyız.

Çok büyük hayal kurmayın, DSİ suyu verecek, köylü kuyularını kapatacak bunlar şu an için yıldız mesafe uzakta, eğer onların insafına bırakırsanız. Ama ciddi kamuoyu desteği sağlayabilirsek, bu sel karşısında dağlar set olamaz. Sevgiyle...

Oğuz Bey sazlıkla ilgili projeleri merak ediyorsanız google ye "Sultan Sazlığı proje"yazın detaylı bilgileri görebilirsiniz.Ayrıca ben herhangi bir işletme sahibi falan değilim öğretmenim.

Bu konu ile ilgili sizin yazdıklarınızın hepsine her zaman şahit oluyoruz. Benim söylemek istediğim aynı projeler yerine daha sağlıklı ve mantıklı projeler üretilmeli demek istedim. Ama siz her halde yanlış anladınız ya da ben yanlış anlattım.

Sultan Sazlığı ile ilgili Sultan Sazlığı Çevre Belediyler Birliği (Yahyalı-Yeşilhisar-Develi) var. Ancak birlik faal çalıştırılabilir diye düşünüyorum. Sizlerin de kamuoyu oluşturma teklifinide sonuna kadar katılıyorum.

oğuz bey sultan sazlığının politikası 1956 yıllarına dayanır.dsi.nin vermiş olduğu zarar,bu da yetmiyor bölgedeki bilinçsiz tarım ,bu da yetmiyor çevre korumaya bakan yetkililerin ilgisizliği,bu da yetmiyor sazlığa gelen atık suların önüne sulama birlikleri işmakinaları ile set yapılıyor.yöredeki insanları bilinçlendirerek,koruma politikalarını değiştirerek.bölgedeki halkla beraber sultan sazlığını kurtarma politikası yaratılarak siz değerli büyüklerimizle ,burada bir ilk e çözüm yaratmış oluruz.saygılarımla

oğuz bey ben sonradan fark ettim geçici proje deyince memet beyi demedim.siz beni yanlış anladınız her halde özür dilerim.siz diyorsunuz ya bir kuşu yahut bir canlıyı kurtaralım ben de diyorumki,burası benim sultan sazlığım. ve siz değerli büyüklerin buraya çözüm üretmelerini temenni ediyorum.eğer hatam varsa sizlerden özür diliyorum!saygılarımla