26-27 Ağustos tarihlerinde, Akşehir Gölü nde yavru flamingo ölüleri bulunduğu haberi üzerine Doğa Derneği adına kendisi de Akşehirli olan sevgili Emre Kaytan la birlikte Akşehir-Eber Gölü ve flamingoların 2.ci üreme alalnı olan Tuz Gölü nü ziyaret ettik.
Sabah erken saatlerde Akşehir e; oradan ölüleri farkeden Akşehir Gölü koruma derneği ve Üçkuyu beldesi başkanı sayın Osman Koçer i bulmak üzere adı geçen beldeye vardık. Başkan bizi büyük bir ilgiyle karşıladı. Kuruyan gölle ilgili proje ve önerilerini açıkladı ve gölü göstermek üzere oğlu Ümit ile birlikte alanı iyi bilen yeğeni Akif in göl kıyısındaki besi çiftliğine gönderdi.
Akif, sosyoloji mezunu ve çok iyi derecede ingilizcesi olan, doğa konusunda çok heyecanlı ve dost bir arkadaş. Bize yetkililerin dikkatini Akşehir ve Eber göllerine çekmek üzere kıyıda “ralli” düzenlemek istediğini söyledi. Öğlen sıcağında Akif in traktörüyle çöle dönen gölün ortasına doğru yol aldık. Göl tamamen kuruydu, ıslak veya çamur alan bile kalmamıştı.
Birkaç km sonra gölün ortasına doğru onlarca flamingo yavrusu ölüsünü; muhtemelen martı yuvalarına benzeyen terkedilmiş yuvaların birinde ölü bir martı yavrusu gözledik. Üzüntüyle oradan ayrılıp Eber kıyısına gittik. Göle doğru 1-2km ilerleyip teleskopla etrafı taradığımız halde su göremedik.
Mihmandarlarımıza göre Eber in 2/3’ü kurumuştu. Onlara göre, Sultandağları ndan Eber e, oradan Akşehir Gölü ne akan suların üzerine yapılan birkaç baraj bu duruma neden olmuştu. Bu arada sayın Çevre ve Orman Bakanımız ın Afyon lu olduğunu hatırlatmakta yarar görüyoruz.
Geceyi Emre nin dedesinin harika bir bahçesi olan evinde geçirip sabahın 05:00 inde yola koyulduk.
07:00 civarında yolumuzun üzerindeki Çavuşçu Gölü ne ayaküstü uğradık. Bol miktarda su olduğunu görmemiz, diğer göllerden sonra bizi çok sevindirdi. Tuz Gölü havzasında adam gibi suyu olan neredeyse tek yer olması nedeniyle kuşlar tabiri caizse üstüsteydi.
800-1000 kadar ak pelikan, bir o kadar flamingo, yüzlerce kaşıkçı, bir o kadar ördek, birkaç yüz kıyı kuşu, sakarmekeler, balıkçıllar; gözlemin sonuna doğru göle inen 3 boz kaz ve ismini sayamadığımız bir sürü kuş. Zamanın kısıtlı olması nedeniyle tam bir sayım yapamadan 1 saat kadar sonra Sarayönü-Cihanbeyli üzerinden Tuz Gölü kıyısındaki, geçen yıl flamingo ölülerinin rastlandığı başka bir bölge olan Gölyazı ilçesine vardık.
İlçenin tek eczanesinin sahibi sevgili Enver bize bir motorsiklet eşliğinde refakat etmek üzere sevgili Reşat ve Yakub u önerdi. Gölün bir bölümünden sonra, araba giremeyeceğinden motorsikletle devam edecektik. Göle akan ve bir zamanlar önemli miktarda su taşıyan; daha sonra özelleştirilen Tuzlalarda suyun azalması üzerine buralara kanalize edilen ana kanal boyunca 6 kadar genç flamingo olması sevindiriciydi.
Göle 20 km kadar girdikten sonra aracın kaymaya başlaması üzerine durduk ve arabanın gerçekten battığını farkettik. Yolculuk burada bitmişti çünkü bize eşlik eden motorsikletin de gaz halatı kopmuştu. Uzun uğraşlardan sonra halat direkt olarak elle çekilerek en yakın köye traktör istemeye gidildi. 1 saat kadar sonra aracımız kurtulmuştu.
Avcı olan ve gölü kuşlarıyla birlikte çok iyi bilen Yakub a göre bu yıl flamingolar yuva yapmış ve bir miktar yavruyu da uçurmuştu. Battığımız yerdeki yoğun ayak izleri de buna işaret ediyordu.
Tuz Gölü nde hemen hiç su kalmadığını, civar köy ve kasabalarda tarımın bittiğini; hayvancılığın da bitmek üzere olduğunu; gençlerin hemen hepsinin, yasadışı yollardan Avrupa ya kaçmaya hazırlandığını; pasaportu olmayan gençlere kız verilmediğini; su kıtlığına rağmen Cihanbeyli tarım Müdürü ne ait büyükçe bir arazide bol su gerektiren pancar ekildiğini ve civardaki 4-5 tatlı su kaynağından buraya önemli miktarda su aktarıldığını anlattılar. Burada da göç başlamıştı….
Yarı sevinçli yarı hüzünlü, yöredekilere teşekkür ederek Ankaraya döndük.
Riyat Gül (riyatg)
Fotoğraflar : Riyat Gül (riyatg)
Emre Kaytan (emreka)