11 Ağustos 2008\'de Tema bozkır kampının ilk günüydü.
35 kişilik karma bir ekip önce Konya Tema evinde buluştu ve katılan arkadaşlar Konya Tema çalışmalarını öğrendiler.
Tanışma ve öğle yemeği yendikten sonra Konya Karapınar\'a hareket başladı. Saat 16:00-17:00 gibi Karapınar\'da oldular. Karapınar belediye başkanının desteğiyle kurulan büyük bir iftar çadırının içini tırmıkla temizledik.
Artık rüzgar erozyonuna maruz kalan 13 bin hektarlık alan içerisindeydik ve Trakuş üyesi de olan Proje yürütücüsü Süreyya İsfendiyaroğlu japonlarla ortak çalışılan \'Türkiye\'den Dünyaya Çölleşmeme Çağrısı\' isimli proje hakkında bilgiler verdi.
Benim Niğde\'de sınavım olduğu için arkadaşlara gece saat 23.00\'de katılabildim. Sunumdan hemen sonra oradaydım. Arkadaşlar artık yavaş yavaş dinlenmeye çekildiler.
12 Ağustos salı sabahı ilk işimiz fidanların dibinde büyüyen yabani ve zararlı otları temizlemek oldu ve birkaç kişi sulama işini üstlendi. Daha sonra Çukurova Üniversitesi\'nden hocalarımız geldi ve Karapınar Belediyesi\'nde teorik olarak bilgilendirildik.
Eğitim ağırlıkla rüzgar erozyonunu önlemeye yönelikti ve sonra yapılan uygulamaları görmek için araziye çıktık. Aşırı otlatmalarla bitki örtüsünün 3 türe kadar indirgendiği bölgede bugün 120 çeşit bitki türünün bulunmasının sevincini paylaştık.
13 Ağustos çarşamba sabahı yine 08:00\'de kalktık ve kahvaltıdan sonra birkaç saat yine yabani otların temizlenmesi ve ağaçların sulanmasından sonra ilçe belediyesine gittik. Bu kez bilgilendirme toprak üzerineydi. Çanakkale\'de bir zerresi için binlerce can verdiğimiz vatan toprağının nasıl savrulup uçtuğunu ve önemsenmediğini, gereken ilgiyi görmediğini acı bir şekilde keşfettikten sonra araziye çıktık.
Daha önceden iç deniz olan Konya\'da yer yer 4 metreyi bulan kum tepelerini gördük. Buraya en iyi uyum sağlayan bitkilerin akasya ve iğde ağaçları olduğunu uygulama sahasında gördük. Hocalarımız hemen araziye ağaçları ekerek organik bakımdan yoksul olan toprakları verimli kılmaya çabalamışlar ve çok da başarılı bir proje olmuş. Humus, kil ve organik madde oranı sıfırdan neredeyse normal seviyeye gelmiş.
14 Ağustosta henüz çok genç olan akasya ağaçlarının kuru sürgünlerini keserek diplerindeki yabani otları temizledikten sonra yine biraz teorik bilgi ve ardından arazi uygulaması yaptık.
Erozyon olmaması için koruma sahası, askeriyeye ait bir alan ve dışarıda kalan alanın kesiştiği 3 bölge arasındaki farkı gözlemledik. Askeri alan yemyeşil ve devasa ağaçlarla dolu iken köylünün hayvan otlatmada kullandığı alan kup kuru ve koruma sahası ise bitki örtüsüyle kaplı idi.
Akşam olunca Ankara Üniversitesi\'nden Nuri Yiğit hocamızdan Spermophilus (Tarla sincapları) larının evrimini ve bölgenin biyolojik çeşitliliğini dinledik;
15 Ağustos cuma günü Konya merkezde arkadaşlardan ayrıldık.
Trakuş için:
150\'den fazla kuş türü barındıran Karapınar erozyon sahasında gözlemlerim süresince örümcek kuşları, güvercinler, kumrular, serçeler, şahinler, gökkuzgunları, kuyrukkakanlar, saksağanları görme fırsatı buldum.
Ayrıca top baş keler ve birkaç kertenkele türü, çok uzun araştırmalar sonucunda 1 tane yavru akrep, 1 tür çıyandan birkaç tane, örümcekler, neropterler, odonatlar, birgün sinekleri, güveler, kırlangıçkuyruklu kelebekler, yarasalar, yabani arılar, arap tavşanları ve yabani tavşanlar, kurbağa türleri, tırtılları gördüm. Ancak arap tavşanını arkadaşlardan öğrendim ve tavşanın da bıraktığı dışkılardan anladım.
Yolu düşen Trakuş üyelerinin özellikle Karapınar\'a 8 km ve Konya yoluna 2 km olan Meke Krate Gölü\'nü gezmelerini, Acı Göl\'ü görmelerini tavsiye ederim.
Trakuş ailesinde olmaktan çok mutlu olduğumu ve Berrin hanımın ilgilerinden memnuniyetimi dile getiremiyorum. Çok teşekkürler.
Selamlar,
NiğdeGenç tema İl temsilcisi
Mehmet Arslan (Mehmet)
mehmetarslan1071@hotmail.com