Defalarca gittiğim Riva\'dan gözlem yazmaya niyetim yoktu ama hem türler zengindi hem de hava ilginç ve güzeldi. Sabah İstanbul 6 dereceydi, Riva 7:40 gibi vardığımda 1 derece gösteriyordu; sis vardı ve çayırlar bembeyaz kırağı tutmuştu. En ilginci dere üzerinden sanki bir de bulut deresi akıyordu. Köprüde durup çekseymişim keşke.
Riva\'ya gelirken de alt çayırlarda da, beklentimin aksine hiç leylek yoktu. Alt çayırda birkaç çayır taşkuşu dışında pek birşey göremedim ama cıvıltılar duyuluyordu. Geçen defa gördüğüm yeşil düdükçünleri de suda göremedim.
Orta çayıra yöneldim. Kuyruksallayanlar, arada sarılar ortalığa neşe katıyordu. Hep mandaların, ineklerin peşinden gitmeleri ilginç. Sonra minik sürüler halinde toygarları farkettim. Biraz farklı göründü, meğer bozkır toygarıymış. Keşke daha iyi çekmeye çalışsaymışım. Nedim (İlkin) beylerle karşılaştıktan sonra aniden jipler, ardından kamyonlar ve ambulas geldi. Bir de atlı gelince anladım ki dizi ekibi. Onlardan uzaklaşıp çayırda biraz yürüdüm. Kuysuksallayan ve kuyrukkakanlar boldu. Normal ve boz sanırım. Tepelere doğru ardıçlar vardı. Ağaçtaki ötücülere yaklaşmaya çalıştım, ötleğenmiş. Küçük akgerdanlı olarak tanım aldı. Sezonun ilk guguk sesini de duydum:)
Aşağı çayırda kızılkuyruklar vardı. Dere kıyısında biraz bekledim. Yaklaşırken uçan balıkçılın erguvani olduğunu Levent (Özaş) bey 3 tane erguvani gördüğünü söyleyince anladım. Karabatak dışında birşey göremedim.
Yukarı çayıra çıktım. Şahin ve kuyrukkakanlar vardı. Şahinin birinin kanatları epey hırpalanmış gibiydi. Birkaç tane de incirkuşu vardı; kır olmalı. Ağaçlarda yine ötleğen gördüm, küçük sanırım.
Tekrar aşağı indiğimde ev kırlangıçları pike yapıp duruyordu. Nedim beylerle karşılaşıp dağ cılıbıtı görüldüğünü öğrenince tekrar orta çayıra çıktım ve bir saat kadar yürüdüm. Hava biraz ısınmıştı ve sessizlik çok güzeldi. Tepede 10-15 kadar tarla ardıçı kaçıştı. Kelebekler de boldu. Dönüşe geçtim.
Gözlem süresi; 6 hour(s)