Sabahın erken saatleri, hava çok da soğuk sayılmaz. Ayağımızın altında ezilen otlar ıslak. Asırlık ıhlamur ağaçlarının gölgelediği bir patikanın izinde Sakarya Nehri boyunca yavaş yavaş ilerliyoruz. Zaman zaman, sararmış yapraklarla beraber sonbaharın sevimli aktörlerinden olan renk renk mantarlar çıkıyor karşımıza. Neredeyse nehir seviyesine inen ve üstüne doğru uzanan yaşlı bir ağacın gövdesinde, Su samuruna ait olduğundan şüphe duymadığımız dışkılar var, fotokapan için isabetli bir noktaya benziyor.
Patika fındıklıklara çıkıyor ve çok geçmeden güneşin ısıttığı ağaç gövdelerinde, adımlarımızın çıkardığı seslerden ürken bir kaç küçük yaramazın telaşlı hareketliliğini farkediyoruz. Başta ürkek davransalarda sessiz ve hareketsiz geçen kısa bir bekleme süresinin ardından bir kaç cömert pozu esirgemeyen sevimli sincaplar bunlar. Ne var ki aramızdaki anlaşma Alakargaların sessizliğe son veren çığlıklarıyla bozulacak ve yaban kendi kurallarına göre akmaya devam edecek...
Gözlem süresi; 2 saat