Günün ilk saatleri, İzmit Körfezinin Kuzeydoğu ucunda, fuar alanın arkasındaki sahilin kenarındayım. Deniz yüzeyi nerdeyse bir göl kadar durgun, dalgasız. Bununla beraber, her ne kadar görüş mesafesi az olmasa da , tüm körfeze çökmüş yoğun bir sis var. Havaysa biraz serin ama üşütmüyor.
Karabaşlı martıların çığlıkları arasında sahile ulaşıyorum. Birkaç hafta önce denizi kaplayan Elmabaş patka ve sakarmekelerden eser yok ortalıkta, açıkta dolaşan birkaç tane haricinde. Uzaktakileri seçemiyorum ama meydan az da olsa bahri, küçük batağan ve kara boyunlu batağanlara kalmış.
Otoparkı çevreleyen yeşil alanlarda ve kıyı boyundaki küçük kumsallarda birbirine sokulmuş, üreme formundaki karabaş martıları izlemek keyif veriyor.
Sahil boyu doğuya doğru yürüyüp kanalın ağzına ulaşıyorum. Buradaki demir köprüyse beni sulak alanın sazlarla kaplı bölümüne ulaştırıyor. Kendimi gizleyerek yaklaşmama rağmen kıyıya çok yakın olan birkaç tane çıkrıkçının kalkmasını engelleyemiyorum.
Bu noktadan güneye doğru uzanan kıyı şeridinde görüş alanıma girenlerse birkaç tane Küçükak ve gri balıkçıl oluyor. Biraz daha açıktaysa alanın bu mevsimdeki müdavimleri olan flamingolar yerli yerinde. Yaklaşık 250 birey sayıyorum.
Kamışbülbülünün şarkısı eşliğinde alanı güneye doğru yürüyüşüm devam ediyor. Önümdeki yeşil alanın içerisinde irili ufaklı hareketler var. Burada daha önce bu kadar kalabalık bir şekilde rastlamadığım sokak köpekleri bunlar. Üç ayrı topluluk halinde sayıları 50 yi buluyor. İçlerinden kararlı bir şekilde geçildiğinde herhangi bir zararları olmayacak gibiyse de her doğasever için bunu söylemek, tedirgin olmamasını beklemek pek mümkün olmayabilir.
Önümdeki yüksekçe bir ağaçtan havalanan şahin, leş kargalarının kovaladığı bir saz delicesi bugünkü yırtıcılar. Bir de yol kenarındaki tel örgülerin üzerinde rastladığım, ilk başta yaralı sandığım ama sonradan ayaklarında deri kayışlar olduğunu farkettiğim bir gökdoğan var, muhtemelen esaretten kurtulup bir şekilde buradan geçen bir birey. Yaklaşmaya çalışınca uçup kayboluyor.
Emex Otelin arkasındaki sahilden sazlık alana son bir göz atıp başladığım noktaya geri dönüyorum. Bu noktadan göze çarpanlarsa birkaç suna, kaşıkgaga ve bolca kızılbacak . Güne son noktayı koyan ise alanda uzun zamandır denk gelmediğim bir tepeli karabatak oluyor
Gözlem süresi; 2 saat