Bir gün önceki keyif aldığım ve \'Big Day\' olarak nitelendirdiğim 103 türlük Mersin-Silifke-Taşucu gözlemimin aksine bu gözlem, hayatım boyunca görmediğim bir acımasızlığı, bir kuş katliamını görme üzüntüsünü bana yaşattı. Samandağı kuş gözlem alanı ilçe merkezine 3-5 dakika mesafede. Alandaki Hıdır-ı Zuhur Türbesini arkanıza alırsanız deniz solunuzda; 500m uzunluk 300m enindeki dikdörtgen yarı sazlık bir alan, incir kuşları için taranıyor. Aslında nadirat incir kuşları, daha çok sazlık dışındaki kesimde, 500mX100m şeklindeki yarı otla kaplı tarlada aranıyor. Diğer kuşlar için alanı biraz genişletmek, Asi nehrinin denizle birleştiği kesimlere doğru uzatmak gerekiyor. Günün aydınlanmasıyla otelden ayrılıp arabayla 2 dak. içinde gözlem alanına geldik. Hava kapalı ve rüzgarın etkisiyle oldukça serin ama gördüğümüz manzara tam bir felaket; alanı çevreleyen yollarda 50 m aralıklarla arabalar park etmiş, yanlarında ellerinde uzun silahlarıyla tam kamuflaj insanlar bekliyorlar, sanki bir terör operasyon öncesi sessizlği içinde, kamuflaj dışı bir çift gözle, pür dikkat havayı tarıyorlar. Çünkü sulak alanda hiç kuş yok. Soner duruma alışmış, abi biz işimize koyulalım diyor, ama ben çok tedirginim, böylesiyle hiç karşılaşmamıştım. Sinirden ellerim titriyor, yol üzerinde beslenen pasifik incir kuşunu kaçırıyorum ve nihayet alana girip 500m lik tarlayı taramaya başlıyoruz. Otlar bazı yerlerde diz boyu; kuşların kaldırılması ve ancak uçarlarını çekme şansımız var. İncir Kuşlarının uçma karakteri, ses, gri renkteki koyuluk, boyut ve bunlar için de kulak ve dürbünle destekli göz çok önemli ve yetmişlik ben, Soner arkadaşıma bağımlıyım; o ne derse yapıyorum, abi şunu çek, çekiyorum bunları çek, çekiyorum. Silah seslerini bile artık duymuyorum . Öğlen oldu; silahlar susmuş, arabalar çekilmiş,Türbe yanına gelip çektiklerimiz kareleri değerlendiriyoruz. Soner\'e sen bak ben bir türbe ziyareti yapıyım diyerek yanından ayrılıyorum. Döndüğümde Moğol\'u bitirdiğimizi söylüyor, seviniyorum. Sonra gözleme tekrar dönüyoruz; alanda dolaşmadık yer bırakmıyoruz, cep telefonumdaki sağlık bölümünden 7.5 km yol yürüdüğümüzü anlıyorum. Akşama doğru alan yine hareketli doble arabalar ve silahlı insanlar bu kez beslenmeye gelecek kuşları bekliyorlar; havada 3 suna, deniz tarafından sazlık alana doğru uçuyor; Soner ne olur bu tarafa gelmeyin diye, elleriyle kuşları geri çevirmeye çalışıyor ama başaramıyor. Silah saçmaları havada kuşlardan birini indiriyor, diğeri yaralı ama ötekiyle tekrar denize dönüyor. Aradan beş dakika geçmedi bir silah sesi daha, 50 m ötemizde borda renkli doble\'nin yanındaki adam, küçük martıyı indiriyor ve yerden alıp arabasına koyuyor. Sinirim tepemde, adama bağırıyorum vicdansız mahluk, vebalini çekeceksin o bir küçük martı, ona nasıl kıydın Allahın belası diyorum; cevap kısa, vala abi yanlışlık oldu, bilemedim. Havada uçan herşeye ateş eden, sulak alanda kuş bırakmayan bu hayvansı neandertalleri lanetliyorum. Sayıyla sakarmeke vurmalarına göz yumanları lanetliyorum ve ben bir daha bu Samandağı\'na zor gelirim diyerek üzüntüyle gözlemimi tamamlıyorum. Saygılarımla.
Gözlem süresi; 1 gün