Günün ilk saatleri, güneşin değdiği kuytular ısındıkça toprağı kaplayan su duman olup gökyüzüne kavuşma derdinde. Dere boyundan, adımlarımın ürküttüğü bir Büyük akbalıkçıl havalanıyor, onu buralarda uzun zamandır ilk kez görüyorum.
Derenin hemen sağındaki yamaçta açmış olan pembe, boncuk boncuk çiçekler sıklamen olmalı. Onlara bizim ülkemize özgü endemik bir tür olan Ümraniye Çiğdemleri eşlik ediyor. Limon sarısı düğün çiçekleriyse her yerde.
Etrafı rahatça görebileceğim yüksekçe bir tepede soluklanıyorum. Kış güneşinin tüm cömertliğiyle içimi ısıttığı bu mola, beni geç fark eden yakışıklı bir çakalla kısa bir sürede olsa göz göze gelmeme fırsat tanıyor.
Aşağılardan, vadinin tabanında çağıldayarak akan derenin sesi geliyor sonra kulağıma ve uzaklardan geçen bir çift kuzgunun birbirine seslenişi.
On yıldır düzenli olarak izlediğim bu güzel coğrafyanın bugünkü en büyük sürpriziyse buralarda ilk kez görülen bir Gökçe Delice oluyor
Gözlem süresi; 5 saat