TR EN
TR EN
Belgeli Tür 505
Fotoğraflar 92806
Gözlemler 9860
Videolar 1348

GÖZLEM DETAY


Kırklareli, / İğneada Mert gölü gözlemi

4.02.2014 halimdiker

4-5 Şubatta İğneada Liman, Erikli ve Mert Gölleri, İğneada ormanları ve Saka Gölü çevresinde yaptığımız gözlem kaydıdır. Ne ümitlerle çıkmıştık yola, Karadeniz kıyısı boyunca Trakya yı tarayacaktık ama sağolsun İğneada yı tabela milliparkı olarak dizayn edenler sayesinde kendimizi ıssız cangılın içerisinde bulduk. 3 Şubat gecesi Mert Gölü kıyısında geceledik. Sabah fırtına ile uyandık. Göl taşacaktı neredeyse. Ormandan yola bile giremedik. Yolu bölen su kanalları bel boyu suyla dolmuştu. Uzaktan uçan sütlabiler, ak kuyruklu kartal haricinde bir şey görmek mümkün olmadı. Erikli ye geçtik ki bomboş. Sadece denize olan akarın önünde 3 suna vardı. Limana giderken sakarmekeleri taradık. İçlerinde sütlabiler, tepeli patkalar, tarakdişler vardı. Altıngöz, kadife ve karaördek aradık nafile... Limanda da fazla hareket yoktu. Saka ya gitmeye karar verdik. Mert sapağından olan yol maalesef fidanlıkta bitiyor. Orada yazan tabelalara inanmayın. Ve feci de dolanıyor. Daha önce sonbaharda geçmiştik ve o zamanki yola güvenerek Sivriler köyüne gidip yukarıdan fidanlığa indik. Yol kütük alımı olduğundan temizlenmişti ve iyiceydi. Lakin Fidanlıktan sonra korkunç bir hal aldı. bir araba geçecek kadar dar toprak yoldan kah kayarak kah uçarak geçtik. Kimi yerler 20-30 metre boyunca 30 cm lik suyla kaplıydı. Off-road a benzedi yolun kalanı. Yol üzerindeki manda çiftliği yolu ağıl olarak kullanıyor ve yolda onlarca manda yatıyordu. Ani virajı dönünce fren yapmak zorunda kaldım ve kayarak kanala girdik. Neyse ki arkadan iki avcı çıkageldi ve ittirdilerde kurtulduk. Son sürat mandaların cıvık cıvık çamurla kaplı ağılından geçtik. Saka Gölü görününce yol ikiye ayrılıyor. Üstten dolanan yol ormandan geçiyor Ekim de güvenliydi. Düz giden yol ise korkunç tuzaklarla dolu derin çamur göletleriyle kaplı. Bazen göletlerin sonu görünmüyor. Üst yoldan Saka ya saptık. Tam göl görünürken araç kayarak inmeye başladı. Son anda fark ettim kaygan kille kaplı yolu ama olan olmuştu. İndik göl kıyısına. Fena fırtına vardı. Pek kuşta yoktu. Tek tük martılar vardı aralarında da bir tane ince gagalı martı. Dönelim dedik... Lakin olmadı. O geldiğimiz kaygan yokuşu tırmanmak mümkün olmadı. Debelene debelene yol daha da fena hal aldı. Vazgeçtik indik göl kıyısına ve orada geceledik. O gün silah sesleri ve avcılar eksik olmadı kontrolü yolu olmayan milli parkımızdan maalesef. Gölde bir ölü kuğu, iki avcının elinde de sürükledikleri iki kuğu vardı. Onlar öldürülmüş bulduk dese de pek inanmadık. Ertesi sabah karaağaçkakan sesleriyle uyandık. Bir çoktu sesler. Uzaktan izledik ama yaklaşınca hepsi kaçıp gitti. Aracın yükünü boşalttık, tekerlere zincir taktık ve son gaz tepeyi aşıp tüm yükü sırtlanıp arabayı tekrar yerleştirip Mert Gölü ne geri döndük. Sürprizler bekliyormuş bizi. Sonunda bir çok sütlabiyi, 3 küçük kuğuyu ve büyük karabaş martı yı görebildik. Yolda aracın elektrik aksamı sulardan geçe geçe tahrip oldu. Şarj motoru iflas etti. Gece vakti Istranca nın geçidinde akü sıfırlandı. Neyse ki yedek akü vardı. Aküyü değiştirip Edirne ye kadar zor ulaştık. Ekibimize Enes de katıldı artık. Canon 600d ve Sigma 50-500 ona düştü. Lakin çok hırs yaptı. Küçük kuğuları bir türlü netleyemeyince \"Off ya, yapamıyorum işte, boşverin beni almazlar TRAKUS a diye bir ağlayışı vardı ki :) Neyse gönlünü yaptık ilk kertikleriyle gururlu ve yorgun bir şekilde döndü ilk fotoğraflı arazisinden...

Gözlem süresi; 2 gün



Misafir Gözlemciler



Görülen Türler
Gözlenen toplam tür adedi: 53 Gözlenen toplam kuş adedi: 53


Fotoğraflar



Tür ile ilgili bilgiler & değerlendirmeler

koray
koray     |     11.02.2014 16:56:00
Geçmiş olsun,bilgiler için çok teşekkürler,ellerinize sağlık.
halimdiker
halimdiker     |     12.02.2014 00:10:00
Sağ olun Koray Bey. Ben teşekkür ederim...
aliatici
aliatici     |     12.02.2014 12:38:00
harika gözlemolmuş ellerinize sağlık tebrik ederim
halimdiker
halimdiker     |     12.02.2014 12:51:00
Çok teşekkür ederim Ali Bey...
DilekveTunç
DilekveTunç     |     13.02.2014 11:58:00
Yaralı Kuğu avcıların elindeyken fotoğraf çektiniz mi? Şu av ve avcılar meselesi hakkında biraz daha bilgi rica etsek. Sulak alanlarda avcıları kanıksadıkça daha çok meydanı boş buluyorlar! Siz bir yerlere şikayet ettiniz mi? Biz ne yapabiliriz? Elinizde başka belge ve fotoğraflar varsa paylaşsanız ne iyi olur.
Selamlar,
Dilek
nukkus
nukkus     |     13.02.2014 12:05:00
Çok zorlu bir arazi ama zengin gözlem olmuş. Tebrikler, paylaştığınız için teşekkürler.
halimdiker
halimdiker     |     13.02.2014 12:51:00
Merhaba Dilek Hanım. Saka gölü çevresi avcı doluydu. Zaten ulaşım çok zordu, ne Jandarma ne de MP araçları hayatta girmezlerdi o yola. Sivriler köyündendi hemen tüm avcılar. Av günü değildi zaten (Salı). Göl çevresinde yoğun silah sesleri vardı biz yaklaştığımızda ve o akşamüstü. Ağaçların arasından kuğuları sürükleyerek getiren iki avcıyı gördük. Dediklerine göre ölü bulmuşlar. Biz kuğuya ateş etmeyiz dediler. Kuşlar boğazlanmamıştı. Genelde avcılar kanın akması için boğazını keserler. Gözleri donuktu. Öleli uzun süre olmuş olmalı. Muhtemelen yanlarındaki köpekleri beslemek için kullanacaklardı. Etrafta başka ölü kuğularda var gidin bakın dediler, dedikleri doğruydu, Saka da suyun üzerinde ölü bir kuğu daha vardı.
Mesele oradaki onlarca avcının arasından belki de doğru söyleyen o avcılara ceza kesilmesi değil zaten, o alan sözde Milli Parklar kapsamında ve dahi Mert Gölü de öyle. Aynen Hamam ve Pedina gibi... Ancak bugüne dek uçuk rakamlar harcanarak GEF projelerinin yapıldığı o alanlara ulaşım yok. O alanın MP olduğunu gösteren derme çatma bir iki tabela ve yeni yapılan Mert başındaki çardak dışında yine bir şey yok. Gider geliriz onca zamandır, İğneada girişinde bir ziyaretçi merkezi var, ya kapalı ya depo görevi görüyor ya da gariban bir arkadaş öylece oturuyor kapısında. Oraya harcanan parayla tüm o yollardaki su akarlarına menfezler de yapılır, yollar da düzenlenirdi. Şimdi Sivriler e gidip arkadaşlar bakın burası artık MP , av yasak deseniz gülerler size... O yollar labirent gibi. İsteyen her avcı atlıyor motorsiklete iniyor sahile, her istediğini vuruyor. Yollar üstte anlattığımdan da beter. Daha girişte köylüler, dönün geri biz dört çekerle giremiyoruz dediler. Biz inat ettik de görebildik.
Kaçtır Mert Gölü ne gidiyoruz, ne İğneada boğazdan geçiş mümkün ne de Orman yolundan sonra göl içerisinden geçen yollardan geçmek.. Çok mu zor o yollara menfez yapmak, göl akarına bir ahşap köprü yapmak. Avcılar zaten giyiyor tulumları geziyor gölde. MP sınırlarındaki göllere giden yollar düzeltilse, düzgün yönlendirici tabelalar konulsa hem kontrol mümkün olur hem de daha çok ziyaretçi, kuş gözlemcisi, fotoğrafçı bölgeye gelerek halkta bilincin oluşmasına katkıda bulunur...
Maalesef o kadar ıssız bir alanda o kadar eli silahlı adam içerisinde uzaktan gizlice o fotoğrafı alabildim. Bir tartışma yaşasak ve sonu kötüye gitse yardım edecek bir kişi bulunmaz o alanda.
Teşekkür ederim yorumunuz için. Selamlarımla...
Halim.
halimdiker
halimdiker     |     13.02.2014 12:51:00
Ben teşekkür ederim Nükhet Hanım...
korhan
korhan     |     13.02.2014 15:17:00
Igneada kislari da cok sayida kugunun genelde acliktan telef olduklarina ben de sahit olmustum eskilerde. Ancak milli-park yol konusuna kesinlikle katilmiyorum. Milli park diye her yerinin imar edilip kullanima acilmasi gerekmiyor. Zaten milli parka cevrilmeden once longoz bolgesinin koruma statusu daha sıkı idi. Ozellikle saka longozu bolgesine yol acilmamasini onemli buluyorum (bildigim kadariyla orman isletme de bu yonde bir politika uyguluyor, yollar onun icin acilmiyor). Saka kiyisi, su samuru, ak kuyruklu kartal ve bir suru ayri canli icin insan baskisinin nispeten az oldugu tek bolge. Igneada milli parki rekreasyon ihtiyaci icerisinde olanlara hem igneada tarafinda hem de panayir iskelesi tarafinda yeterince imkan sunuyor, en azindan saka longozu da yabah hayata kalsin isterim. Umarim o yol hep bozuk kalir:)
halimdiker
halimdiker     |     13.02.2014 17:25:00
Korhan Bey, bence de hiç yol olmasa daha iyi. Ancak o yolları zaten köylüler traktörle kullanıyor. Motorsikletle de çok kolay ulaşabiliyorlar. Saka Gölü çevresi traktör iziyle doluydu. Avcıları durdurmak çok zor. O yollar zaten ağaç kesimi için yapılmış orman işletmesi tarafından. Ancak MP araçları kontrol için o alana giremiyor maalesef. Jandarma da öyle. Yani Saka gölü maalesef kuş gözlemcilerine ve korumaya kapalı ancak avcılara açık. Kaldı ki avcılar köpekle yürüyerek de ulaşıyor alana. Alanın o halde kalması avcılar için bir cennet olmuş. Gölün etrafı fişek dolu. Ne avladıklarını bilmemiz mümkün değil. Biz oradayken habire sütlabiler uçuyordu ve ateş ediliyordu :( Mert Gölü için de aynı şartlar geçerli. Alana her gittiğimizde avcılara ve fişeklere rastladık. Hatta bir gece 12 avcının pusuya yatmış kaz ve ördek avladıklarına şahit olduk. Artık projektör mü tutuyorlar yoksa karaltılara mı ateş ediyorlarsa.. Bizi görünce ellerinde bir çok kaz ve ördeği sürüyerek gölden çıkıp araçlara binip uzaklaştılar. Bir alana ulaşım ne kadar zor ise kontrolü de o kadar zor olur. Keşke baştan yapmasalardı o yolları diyeceğim ama bir de sahilden ulaşım problemi var. Kıyıdan Sakaya kadar ATv ile ava gidenlere de rastladık. Ülkemizde maalesf bu sorun hep var. Ulaşım olmayınca avcılar gidemez sanıyoruz. Geçmiş yıllarda Yedigöller Milliparkında motorlu kızaklarla geyik avı yapıldığı haberi çıkmıştı haberlerde. 1 metre karda kilometrelerce ilerleyerek avlanmışlar. Nasılsa ulaşılmaz kışın diye düşünmüş olmalı yetkililer. Ancak bir kulübeye vardıklarında 7 geyik kafasına rastlamışlardı... MP ların elinde helikopter olmadığına göre avcıların ulaşabildiği her yere onların da ulaşması lazım. Geçen yıl avcıları takip eden bir araca rastlamıştık Mert Gölü nde. Avcılar derin su kanallarından geçip gittiler, MP aracı maalesef takip edemedi ve döndü :(
halimdiker
halimdiker     |     13.02.2014 17:47:00
Aşağıdaki cevaplarda anlattım konuyu Hasan Bey. Selamlar...
korhan
korhan     |     13.02.2014 20:23:00
Halim Bey ben de cok uzuluyorum bu gozledikleriniz icin ama bence yol larin acik olmasinin etkisi ozelinde konu biraz daha karmasik. Av koruma icin kilit nokta koruma ekiplerinin alana ulasip ulasamamasi degil, sakanin 5 km arkasinda fidanlik var oradan traktor alip cikarlar gerekirse. Asil buyuk problem igneada, vize ve derekoy bolgesine (tahminim 2000 km2 den buyuk bir alan) av koruma ile sorumlu 2 kisi var bir orman memuru ve bir sofor. nereye yetissinler (ki ben pek cok zaman cok buyuk ozveri ile calistiklarina sahit oldum). Bu nedenle yollarin acilmasi ekiplerin bolgeye intikalinden ziyade daha cok avci icin orayi cazip hale getirecektir bence. Su anda bolgede avcilik oldugu dogru ama bolgede yerlesik bir cift ak kuyruklu kartalin ve yaygin memeli yasaminin varligi bu baskinin simdilik en buyuk tehdit olmadigina isaret bence. Ben hala igneada-panayir iskelesi sahil seridinin yollarinin kapali tutulmasi gerektigine inaniyorum. Keske yollara kapi ya da hendek konsa ama bu yerel insanlar ile cok buyuk catisma yaratacagindan ne yazik ki mumkun degil. Simdilik yollarin bozuk olmasi en azindan cadircilari, gunu birlik misafirleri ve daha fazla avciyi alandan uzak tutuyor diye dusunuyorum.
halimdiker
halimdiker     |     14.02.2014 09:46:00
Benim de gönlüm insanların tamamen ulaşımının kısıtlanması, sadece araştırmacılara açık olması gerektiği yönünde Ama maalesef bizim ülkemiz için çok uzak bir hayal bu. Onlarca yıldır bizdeki tüm ormanlar işletme mantığı ile yollarla donandı. Ülkemizin tüm ormanlarında binlerce kilometreye varan orman işletme yolları var. Saka Göl ve çevresi yaz aylarında rahatlıkla ulaşılır alanlar aslında. Sulak mevsimde var ulaşım problemi. Ve Saka Gölü kıyısında benim fark ettiğim iki kamp yeri var. Bir yanılgımız, bir alanın Milli Park olunca koruma alanı olacağı... Maalesef Milli Park demek insan kullanımına açılması demek. Misal Uludağ, Ilgaz, Köprülü MP ları. Bizdeki tüm MP larda ağaç kesimi de yapılıyor. İğneada, Uludağ, ıLGAZ VE kÖPRÜLÜ GİBİ. Yaban Hayatı Geliştirme sahalarının koruma statüleri daha da iyi MP lardan. Yine MP lar ve YHGS ve YHKS larında ava da müsaade edilir. Yedigöller de geyik avı yapıldığı gibi. Bir de tabela MP ları var Munzurlar, Ağrı Dağı ve Gala Gölü gibi.. Ermenistan da Khosrov Reserve denilen Leopar koruma sahasını ziyaret ettiğimde çok şaşırmıştım. Bölgedeki köyler boşaltılmışi köylüler ranger olarak istihdam edilip ellerine Kaleşnikoflar verilmiş. Asker gibiler. Yollarda barikatlar var ve insan girişi, araştırmacılar dışında yasak. Bizde de keşke böyle olsaydı ama çok zor bu. Biz avcıları kuşçular gibi zannederiz, ama çok ilerideler. Sırtlarında çantalarla onlarca kilometre yürüyen, günlerce kamp yapan avcılar gördüm. Kaçkarlar ın yol olmayan, 2800 lük zirvelerinden dolanıp onlarca ürkeklik, kilolarca alabalık katleden avcılar gördüm. Ne telefon çekiyordu şikayet etseniz, ne de helikopter dışında yakalama imkanı var o şahısları... Ancak farkettiğim bir şey var, kuşçuların, fotoğrafçıların yoğun olarak ziyaret ettikleri alanlarda avcılık da yavaş yavaş azalıyor. Mert Gölü ve Erikli çevresinde kamp yaptığımızda silah sesleri eksik olmazdı eskiden. Son yıllarda tek tük duyuluyor artık. MP bekçilerinin pek çalıştığına inanmıyorum. Biz oradayken Jandarma geldi kaç kez. Hep söyledikleri bekçinin hiç ilgilenmediği, kendilerinin devriye gezip bekçiyi zorla alana çağırdıkları yönünde... Kaldı ki, her gün İğneada yönünde Mert gÖlüne teknelerle açılıp ağ atılıp balık avı yapılıyor ve bu ağlara kuşlar da yakalanıyor. Kaç defa ağa takılıp kenara atılan kara gerdanlı dalgıçlara, ördeklere rastladık. Eriklide de her gittiğimizde ağlara rastladık. Jandarma her rastladığımızda biz toplayıp imha ediyoruz dediler.
halimdiker
halimdiker     |     14.02.2014 09:52:00
Bir başka yanılgımız, su samurları insanlardan uzak yerleri tercih ettiği yönünde. Bizim yıllardır edindiğimiz izlenim, Erikli de en fazla su samuru var. Sonra Mert ve en son Saka geliyor. Saka da tek tük samur izleri varken, Mert te hayli yoğun ev en yoğunu da Erikli de. Sebebi de, balıkçıların ekonomik olmayan balıkları denize dökmesi. Her gece Erikli den onlarca su samuru denize açılıp Liman çevresinde besleniyor. Bir gece 20 ye yakın bir grubu denize açılırken fark ettik. Su samurları ülkemizdeki hemen her su sisteminde var. Hatta bazı yerlerde yüzlercesi yaşıyor, hem de günde 5000 ziyaretçinin akın ettiği bir MP da, yer ismi vermesen daha iyi :) Su samurları fırsatçıdır ve insan yerleşim alanlarından beslenmeyi öğrendiğinde oraya yoğunlaşır. Demirköy ve İğneada da bir sürü Orman İşletme aracı varken bir tane aracın korumaya tahsis edilmesi, ödenek ayrılmaması ise bu işin gönülsüz yapılmasından ya da işin ciddiyetinin kavranmamasından kaynaklanıyor bence. Vel hasılı, bir alana fotoğrafçı, ziyaretçilerin girişini bir şekilde engelleyebilirsiniz ama avcıların girişini engellemek mümkün değil. Bu sebepten zaten kesim için açılmış yolların düzeltilerek ziyaretçilerin de bölgeye girişi sağlanırsa ve kontrol araçlarının da ulaşımı sağlanırsa o alan daha iyi korunur. Aksi takdirde nasılsa biz gidemiyoruz, orada neler olduğunu da bilmeyelim deyip gözlerimizi yumarak o alanın korunamayacağını düşünüyorum. Selamlarımla...
korhan
korhan     |     14.02.2014 11:45:00
Halim Bey dediklerinizin tamaminin genel anlamda dogru olduguna katilirim ama alanin ozelinde hala sizle hem fikir degilim. Bazen degisik yaklasimlar farkli yerlerde farkli performans gosteriyorlar. Saka golu longozu su anda bence ulasim problemi sayesinde gorugu zarardan daha fazla fayda goruyor. Cok uzatmadan tek bir ornek verecegim, ak kuyruklu kartalin yuvasi saka golu longozu yakininda ve genc kartallar saka golunde ve bulanik deresi agzinda ilk idmanlarini yapiyorlar. Bunu saglayabilen temel sey bolgede insan sayisinin az olmasi. Evet bir miktar insan hem kamp icin hem de av icin bolgeye ulasabiliyor ama hem bunlar genelde yerel insalar hem de her geldiklerinde buyuk bir zahmet ile geliyorlar. Ama o yollar acilirsa bu sayi en az 10-20 ye katlanir hem avcilar hem de insanlar acisindan. Haziran ayinda bir hafta saka golunde kalin tahminen 2 cadirci-piknikci, 15-20 de koylu gelir. Ama 5 km doguya gidin panayir iskelesinde 300 kisilik cadir kamp kuruluyor. ya da bulanik deresinin bati kiyisina mesela duzenli izci grubu geliyor her yil.

Bir de yerel ekiplerin calismasini yillarca arazide gordum, Turkiyede elestirilecek cok sey var ama, insanlarin emegini gorunce bir iki kelime etmeden duramiyorum. Ben av zamaninda bolgede gorev yapan o iki memurun tam 36 saat hic uyumadan av koruma yaptiklarini gozlerimle gordum. Ayrica bazi seyleri de engellemek cok zor, Mert golunde balik avciligi ile gecinen aileler var, pat diye yasaklayip insanlari gec[imlerinden etmek kolay degil. Ya da bolgedeki komutan (asker), ya da vali yardimcisi-kaymakam aksam av yapmaya gelicem dediginde, gidip onu engellemek..... Benim kendi deneyimim uzerinden soyleebilecegim, bu ulkede doga koruma icin en iyi calisan (kiyasla) devlet kurumu orman genel mudurlugu, ozellikle yerel birimlerde. Eger 80 den beri istranca dereleri istanbulun gazabindan bir olcude korunabilmisse yerel yoneticilerin yogun baskilara ellerinden geldigince direnmesinin sonucu. Evet elestirelim ama ilk en iyi calisan kurumumuzdan baslamayalim bence (genel olarak soyluyorum bunu -cok elestirilen bir konu oldugundan-, bu tartisma disinda).



3000 karakter kaldı.
Yeni Türler, Belgeli Tür Adedi : 505  
Copyright TRAKUS © 2008 - 2024 Türkiye'nin Anonim Kuşları: Sponsor ESİT