Digital kameralar, donanımlar ve çevrimiçi servisler kuş peşinde koşarken açık havanın tadını çıkarmayı ve rakiplerden fazla kuş bulmayı kolaylaştırıyor.
Tam bir kuş delisi olan Noah Strycker ile ormanda dolaşıyoruz. 2015\'deki dünya turunda 6,042 tür görmüş olan Stryker sadece sesini duyduğu kuşu hemen tanımlayabiliyor. Beşinci sınıfta öğretmeni konuya ilgisini çektiğinden beri binlerce saatini kuş peşinde geçirmiş. Artık geçimini de kuşlar hakında yazarak, konuşarak ve turlar yaparak sağlıyor.
Amerikan Balık ve Yaban Hayatı İdaresine göre ülkede 47 milyon kuşçu var (*) ve bunlar 15 milyon dolar kuş gezilerine, 26 milyon dolar da ekipmana harcıyor. Kuşçuluğun popüler olmasının sebepleri çeşitli: kovalamaca heyecanı, hobi arkadaşlığı, rekabetçi içgüdüler, doğayı anlayıp kataloglama dürtüsü, insanların sürekli zarar verdiği vahşi doğayı keşketme duygusu.
Digital devrim de kuşçuluğu değiştiriyor. Artık kuşlar hakkında bilgi almak da tanımlamak da daha kolay. Telefon uygulamaları sayesinde kitapları evde bırakabiliyorsunuz. Ses kayıtları sayesinde kuşu görüntüsüz de tanımlayabiliyorsunuz. Çevrimiçi hizmetler kuş göçlerini takip etmenizi sağlayabiliyor. Çevrenizdeki kuşçuları bulmak da çok kolay.
Ama kuşçulukta en büyük fark yapay zeka sayesinde oldu. Eğitilmiş insan beyni kuşun silüeti ve uçuş biçimi gibi üstünkörü detaylardan bile doğru değerlendirme yapabiliyor. Yapay zeka o kadar başarılı değilse de bir fotoğraftaki kuşu güvenilebilir düzeyde tanımlayabiliyor.
Digital çağda, kuş bilgilerinizi kaydedip paylaşabildiğiniz eBird gibi, veya kuş gezilerinizde kalacak yer bulmanızı sağlayan Birding Pal gibi servisler var. eBird bütün uygulamalardan farklı. Sadece size değil bütün kuşçulara hizmet ediyor ve bilimsel araştırmalara da veri sağlıyor.
Asıl devrimi Apple\'ın iBird\'ü yaratmış. 4500 fotoğraf ve 3300 ses kaydı ile 944 Kuzey Amerika türünü bir araya toplayınca kitap yerine telefonun kullanılabileceği ortaya çıkmış. Cornell Lab of Ornitology tarafından geliştirilen ücretsiz Merlin Bird ID yazılımı da interaktif bir uygulama ve oldukça başarılı. Geliştirilmekte olan Song Sleuth uygulaması mikrofonu tutttuğunuz kuşu sesinden tanımlayabilecek.
Xeno-Canto kuş sesi kütüphanesi kuşların yöresel diyalektlerini bile sunabiliyor. Telefonlar için kuş sesi uygulamaları da kitapların yapamadığını yapıyor ama bunun kuşları çekme amacıyla kullanılmasında dikkatlı olunması gerekiyor zira, kuşların ekstra enerji harcamasına veya zarar görmesine neden olabiliyor.
Digital donanımlar geliştikçe belki bir gün dürbünü kuşun üzerine tututuğumuzda dürbündeki yazılım bize kuşun cinsini söyleyebilecek. Ama Strycker\'a göre bu bildiğimiz kuşçuluğun sonu olacak. Kuşun ne olduğunu önceden bilmek işin bütün keyfini kaçırabilir.Kimse takvimi geri çeviremez ama bugün marketler ekmek çeşitleriyle dolu olduğu halde hala ekmeğini kendi pişirenler var. James Audubon 1827\'de ilk kez yayımlanan Amerika\'nın Kuşları Kitabına resimlerini koyabilmek için 435 kuş türünü öldürmüştü. Çok şükür ki bugün bunu yapmak gerekmiyor.
Dev objektifler onyıllardır mevcuttu ama digital kameralar kuşçuluğu kitlelere açtı. Film işlemek ve bunun maliyetinin kalkması işi kolaylaştırdı.
Kuşlara ilgi duymak sadece akademik bir merak sayılmaz. Onlar doğanın varoluşuyla da ilgili. Kuşlar madendeki kanarya gibi, insanın aşırı ileri gittiğini de gösterebiliyor.
https://www.cnet.com/news/birdwatching-easier-in-digital-age-with-apps-and-cameras/#ftag=YHF65cbda0?yptr=yahoo
* Trakus Haber not: Sayı şaşırtıcı gelse de, Amerikan Balık ve Yaban Hayatı İdaresi\'nin 2006\'daki raporuna göre ülkede 48 milyon 16 yaş üstü kuş meraklısı var (nüfusun %21i). Bunların büyük kısmı evinin civarında aktif olarak kuş gözlemleyip tanımlarken, 20 milyon bu amaçla seyahat ediyor. Birding in the United States: A Demographic and Economic Analysis. U.S. Fish & Wildlife Service. 2006.
Haber: https://yesilgazete.org/234-hak-orgutunden-ortak-aciklama-yaban-hayvanlarini-oldurme-izni-geri-alinsin/?fbclid=IwAR0n5zLrXIXXdUWUASK8p0oojfCaIOHvW_fmTze-kmn9j9ydthTSYCoHFEU