9 Şubat İstanbul'da hafif bir kar ve rüzgarla başlayan gözlemimiz İstanbul Karaburun ve Saray yolunda tam bir maceraya dönüştü. Kar öyle bir yağıyordu ki 10 metre ötemizi görmekte zorlanıyorduk. Buna birde tipide eklenince yollar iyiden iyiye karla örtüldü. Binkılıç yolunda bir süre mahsur kaldık!
Büyükçekmece'de Büyük tarakdiş ve paçalı şahin kertiğini attıktan sonra,''kar kış bize vız gelir o kadar yol gelmişiz İğneada'ya gider yeni kertikler atarız'' dedik ve devam ettik yola. Buz tutan yollarda birkaç kere spin attık, kapanmış köy yollarında arabayı ittirip mahsur kalmaktan son anda kurtulduk. Emin'e olan güvenimizdi aslında bizi birazda gaza getiren :)) O araba başka birinin elinde olsaydı büyük ihtimalle yoldan çıkmıştık, Emin ise zevk alıyordu bu zorlu şartlardan. O yüzden bütün olumsuzluklara rağmen eğlenebiliyorduk.
Yıldız dağlarına çıkış Kartalkaya kayak merkezine çıkış gibiydi. O kadar çok kar vardı ki, sanırım İğneada sulakalanları bu sene oldukça bol sulu olacak:) Gece İğneada'ya vardığımızda gözlerimize inanamadık. Kardan bir şehir; sessiz ve soğuk...Her yer donmuş, hiçbir hayat belirtisi yok. Sabah olduğunda gözlem başladı.. Kimse söylemese de herkesin aklında kar baykuşu hayali, nadir kaz türleri ve su kuşları vardı.
Gözlemde en çok keyif aldığım yer Mert gölü'nün ağzında geçirdiğimiz zamandı. Sakarmeke ve elmabaşlar arasında büyüleyen güzelliği ile bembeyaz Sütlabileri gördük. Sonra hemen önümüzde Altıngöz bizlere yakın pozlar verdi...Emin'in tekniği ile yürüyerek 6-7 metre dibine yaklaştık. Yırtıcılar, ötücü ve fare bulamayınca büyük ve yorgun su kuşlarını avlamak için hamle yapıyordu. Dönüş yolunda birde deniz memelisi süprizi vardı. Hemen kıyıda kaya balığı avlayan su samurunu izlemeye doyamadık. Bunun yanında yaban kedisi ve yunus da gördük.
İtiraf etmeliyim ki zor bir araziydi herkes için ama bugüne kadar hiçbir gözlemde de bu kadar eğlenmemiştim:))
Bundan bir hafta kadar önce hayalini kurduğum yerleri görmenin mutluluğunu yaşıyorum şimdi:) Tekrar gitmek için planlar yapmaya başladım bile:))
Arazideki rehberliği ve zorluklardan hoşlanan Emin yoğurtçuoğlu'na ne kadar teşekkür etsek azdır. Maceracı ruhu olmasa çoktan İğneada'yı göremeyecektik...Ayrıca teleskop ve tripod desteği için Şafak ve Zafer hocamıza teşekkür ederiz.)
Kolajdaki fotoğraflar , soldan sağa
üst sıra: Büyük martı sürülerinin ufak bir parçası - Susamuru - Kocabaş
orta sıra: erkek ve dişi Sütlabi - Şahin ve avı(hala canlı olan sakarmeke) - Ak kuyruklu kartal
alt sıra: Mert gölüne giden yol ve aracımız, Çulluk, İğneada merkez'de meydan kar altında!
tek foto: Altıngöz
(fotoğraflar Emin Yoğurtçuoğlu'na aittir.)
İğneada yolunda tipinin ve karın şiddetini görmeniz için:
http://www.youtube.com/watch?v=LciL6nrp7iE
İğneada'yı bilenler için (Limandan merkeze giden sahil yolu karla kaplı):
http://www.youtube.com/watch?v=A8gJYYppvWI
Gözlem süresi; 1 gün